İcra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tâbi olup, buna ilişkin başvuruların da ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu- Usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı-
Borçlunun şikayeti icra takibinde fazla faiz istendiğine yönelik olup, buna bağlı olarak alacak miktarının ilama aykırı olduğunu iddia ederek icra emrinin iptaline ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istendiğinden, borçlunun, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde de açıkladığı gibi asıl alacaklar yönünden bir şikayeti olmadığından, mahkemece, asıl alacaklar yönünden ret kararı verilemeyeceği-Borçlu, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürmüş, ancak bu konuda bir rakam belirtmediğinden, faize yönelik şikayetin kabulü gerekeceği, borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan ilamda, davacı tarafından kurum zararının gelir bağlama kararlarının onay tarihinden itibaren yasal faizi ile talep edildiğinin anlaşıldığından, Mahkemece, davanın kabulüne denildikten ve gelirin onay tarihi belirtildikten sonra faiz konusunda olumlu ve olumsuz hüküm kurulmadığı, bu şekilde hükmün faiz yönünden müphem olduğu sonucuna varıldığından, alacaklı tarafa HMK’nun 305. maddesi uyarınca Mahkemesinden ilamın tavzihinin sağlanması için süre ve imkan tanınması, ilamın tavzihinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İlamda alacaklara en yüksek banka mevduat faizinin işletilmesine karar verilmesi halinde, mahkemece tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceğinden, duruşma açılarak taraflara banka isimlerini bildirmek için süre verilmesi gerekeceği-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı ayrı takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği- İlamda yazılı olan tahliyeye ilişkin bölümü için bir icra takibi, yargılama gideri ve avukatlık ücreti alacakları için ise bir başka icra takibi başlatılması halinde, mahkemece, şikayetin kabulü ile takiplerin iptaline karar verilmesi gerektiği- Yerel mahkemenin "aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulmasını zorunlu kılan türden yasal düzenlemenin mevcut olmadığı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak şekilde 2. takip dosyasında vekalet ücreti istenmediği" gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, alacaklı tarafa hangi faizin uygulanacağı konusunda dayanak ilamın ait olduğu Mahkemesi'nden ilamın tavzihinin sağlanması için süre ve imkan tanınması, ilamın tavzihinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Genel haciz yolu ile başlatılan takibin kesinleşmesinden sonra, dosya konusu alacakla ilgili olarak alınan ilamın da bu dosya üzerinden takibe konulmasında ve borçluya icra emri tebliğinde yasal bir engel yok ise de, ilam kesinleşmeden takibe konulamayacağından bu ilamdan kaynaklanan alacaklar için gönderilen icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilam, davalı vekilinin yokluğunda verildiği, ilamda kesinleşme şerhinin olmadığı ve İcra Mahkemesi'nce ilamın davalıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmadığı anlaşıldığından, ilamın verildiği Mahkemeden ilamın davalıya tebliğ edilip edilmediği sorularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının reddedilip, karşı dava olarak açılan alacak davasının kabul edildiği uyuşmazlıkta; asıl ve karşı davadaki talepler birbirleriyle bağlantılı olduğundan, (alacak davasında hükmedilen alacak ve fer'ilere ilişkin) ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
Takip konusu ilamda, alacağın tahsiline ilişkin hüküm kurulduğundan bu alacağın infazı için hüküm fıkrasının kesinleşmesi gerekmeyeceğinden, şikayetin reddi gerekeceği-