Dairemizin önceki içtihatlarında alınan itirazın iptali ilamında yer verilen vekalet ücreti yargılama gideri ve tazminat alacakları için ayrı bir ilamlı takip başlatılmasının mümkün olacağı kabul edilmiş ise de, sonradan oluşan görüş ve kanaatte tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması HMK'nun 30. maddesinde düzenleme altına alınan usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği benimsenmiş bu yöndeki uygulama süreklilik kazanmdığından, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu ilamın hüküm bölümünde açıkça, alacağın “ticari reeskont faiziyle ” tahsiline hükmedildiği- Ticari reeskont faizi adı altında bir faiz türü bulunmadığı bu durumda T.C. Merkez Bankası'nca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont faizi oranlarının mevcut olduğu ve bu faize göre hüküm kurulduğunun kabulünün gerektiği-
Boşanma ilamının ferisi niteliğinde bulunan ve icrası ilamın kesinleşmesine bağlı olan maddi ve manevi tazminat alacağı ile vekalet ücreti için yapılan takibin ilam kesinleşmediğinden bahisle (ihtiyati haciz kararını etkilemeyecek şekilde) iptali kararı yerinde ise de; icrası niteliği gereği boşanma ilamının kesinleşmesine tabi bulunmayan tedbir nafakasına ilişkin takibin devamında bir usulsüzlük bulunmadığı nazara alınarak; sadece ek takip talebi ve icra emrinin iptaline karar verilmesi yerine, takibin tümden iptali yönünden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ilam, Medeni Kanun'un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanun'un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olup, bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Takip konusu ilamın icraya konulması üzerine istenen faizin fahiş olduğu itirazının mahkemece, incelendiği ve henüz sonuçlandırılmadığı aşamada, ilamın faiz hükmü yönünden bozulduğunun, yeni bir hüküm oluşturulduğunun görüldüğü, mahkemece, usul ekonomisi nazara alınarak takip dosyasına sunulan bozma sonrası ilama göre, istenebilecek faiz miktarının tesbitiyle sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Takibe dayanak ilam incelendiğinde hükmedilen alacağın “ ..... yasal faizi ile birlikte davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine” şeklinde kurulan hükümde borçluların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunmadığı-
İstirdata dönüşmüş menfi tespit ilamları kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Alacaklı vekilinin vergi mahkemesi ilamında hükmedilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla idareye ödeme için müracaat etmesine karşın, otuz günlük ödeme süresi beklenmeden takibe geçilmesi halinde, mahkemece, 2577 s. K. mad. 28/2'ye aykırı takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Takip dayanağı ilamın tescile ilişkin bölümü hükmedilen kamulaştırma bedelinin ödenmesinin doğal bir sonucu olup davada mülkiyet iddiası tartışma konusu yapılmadığı bu durumda dayanak ilam HUMK'nun 443/4 (HMK 367/2) maddesi kapsamında kalmadığından kesinleşmeden takibe konu yapılabileceği-