Hükme esas teşkil eden bilirkişi ek raporu incelendiğinde; ilamda belirtilen faiz başlangıç tarihi şikayete konu hesap tarihine kadar, kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranları üzerinden faizin hesap edildiği, ilamın kesinleşmesine ilişkin her hangi bir bilginin bulunmadığı ve kesinleşme tarihinin hesaplamada nazara alınmadığı görüldüğünden, mahkemece, dayanak ilamın kesinleşme tarihi sorulup tespit edilerek, kesinleşme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasa'nın 46. maddesinde yazılı faiz oranları tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemenin, ziynet eşyaları bedeli yönünden ilam kesinleşmeden takibe konulacağı ve karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğine dair hükmü yerinde ise de; takip tarihi itibariyle kesinleşmemiş boşanma ilamı ekindeki fer'i nitelikteki alacakların tahsilinin mümkün olamayacağı nazara alınarak, maddi ve manevi tazminat, yargı gideri ve vekalet ücreti alacakları ve faizleri yönünden takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararında anne ve çocuklar lehine hükmedilen nafaka tutarı ile müşterek çocuklar yönünden arttırılan nafaka miktarı yönünden yapıldığı halde, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararında anne lehine hükmedilen nafaka miktarı dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi raporu ile sonuca gidilmemeyeceği-
İlamda açıkça net alacağa hükmedilmemiş ise hükmedilen alacak brüt kabul edilecek olup, alacaklının ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği-
Alacaklının yabancı para cinsinden doğan alacağın takip tarihindeki kurdan TL'sına çevirerek isteyebilmesi TBK'nun 99. maddesi gereği kendisine verilmiş seçimlik hakkın kullanılması olup yapılan takipte ilama ve kamu düzenine aykırı durum bulunmadığı-
İlamda alacaklara en yüksek banka mevduat faizinin işletilmesine karar verilmesi halinde, mahkemece tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Gelir Vergisi Kanunu gereğince, işverenin nakden veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecbur olduğu, takip konusu olan alacakların dayanak ilamda brüt olarak hesaplandığı belirtildiğinden, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlu idarenin ilamda yazılı alacaklarda "vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemeye zorunlu olduğu miktarlarda kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulmasının mümkün olduğu- İlamda kıdem alacağına en yüksek banka mevduat faizinin işletilmesine karar verilmesi halinde, mahkemece tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, gerek icra müdürlüğü ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. Sayılı ilamları)- Takibe dayanak ilamda “müşterek müteselsil” sorumluluk belirtilmediğine ve “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğuna göre, ilamda üç davalının yer aldığı dikkate alınarak davalıların her birinin 1/3 er oranında sorumlu oldukları gözetilerek ve bunun yanında diğer itiraz ve şikayetleri de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
HGK'nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan süreye tabi bulunmadığından, mahkemece borçlunun faize yönelik itirazın esasının incelenmesi gerekeceği-
İlama aykırılığın süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebileceği; hükmün içeriğinin aynen infazı zorunlu olup, dayanak ilamda taşınmazın belli bir bölümüne ilişkin el atmanın önlenilmesine karar verilmediğine göre, infazın haklarında takip yapılanların takip alacaklısının taşınmazdaki payına müdahale etmemelerine dair ihtarat yapılmak suretiyle yerine getirilmesi gerekeceği-