Takip konusu ilamın icraya konulması üzerine istenen faizin fahiş olduğu itirazının mahkemece, incelendiği ve henüz sonuçlandırılmadığı aşamada, ilamın faiz hükmü yönünden bozulduğunun, yeni bir hüküm oluşturulduğunun görüldüğü, mahkemece, usul ekonomisi nazara alınarak takip dosyasına sunulan bozma sonrası ilama göre, istenebilecek faiz miktarının tesbitiyle sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Takibe dayanak ilam incelendiğinde hükmedilen alacağın “ ..... yasal faizi ile birlikte davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine” şeklinde kurulan hükümde borçluların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunmadığı-
İstirdata dönüşmüş menfi tespit ilamları kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Alacaklı vekilinin vergi mahkemesi ilamında hükmedilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla idareye ödeme için müracaat etmesine karşın, otuz günlük ödeme süresi beklenmeden takibe geçilmesi halinde, mahkemece, 2577 s. K. mad. 28/2'ye aykırı takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Takip dayanağı ilamın tescile ilişkin bölümü hükmedilen kamulaştırma bedelinin ödenmesinin doğal bir sonucu olup davada mülkiyet iddiası tartışma konusu yapılmadığı bu durumda dayanak ilam HUMK'nun 443/4 (HMK 367/2) maddesi kapsamında kalmadığından kesinleşmeden takibe konu yapılabileceği-
İcra mahkemesi kararlarının icrası için kesinleşmesi gerekmediği ve tedbir kararının yargılama sonunda kendiliğinden ortadan kalktığı-
Aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edecekleri-
Takibe dayanak ilamda, sigorta şirketleri açısından dava tarihinden itibaren faiz işletileceğinin ayrıca açıklandığı görülmekle buna göre hesap yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken kaza tarihinden itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İİK.nun 32. maddesinde icra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmediği-