Başlatılan ilamlı takibe konu alacaklardan harç makbuzunun kim tarafından ödendiğinin mahkemesinden sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazdaki mimari projeye aykırı bölümlerin yıkılarak, taşınmazın eski haline getirilmesine karar verilmiş olup, kal'e ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-
Tasarrufun iptali ilamının davalısı olan üçüncü kişinin sorumluluğunun davaya konu mal üzerindeki alacak ile tasarrufun iptali ilamının karar tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen yasal faizi ile sınırlı olacağı-
İcra Mahkemesi'nce her ne kadar anılan ilam, itirazın iptali davası olarak değerlendirilmiş ise de; ilamda açıkça dava, 6570 sayılı Gayrimenkul Kira Kanunu’nun 7/a maddesine dayalı tahliye taahhüdü nedeni ile kira akdinin feshi ve tahliye talebine ilişkin olarak nitelendirilmiş ve hüküm kısmında da itirazın iptali ve itiraza konu takibin devamı yönünde bir karar verilmediğinden, İcra Hakimi ilamı yorumlayamaz ve ilamın hüküm kısmına ilavelerde bulunamayacağından, önceki takibin itiraz üzerine durması ve takibin devamı yönünde herhangi bir Mahkeme kararı bulunmadığına göre takibe konu ilam nedeniyle yeni bir takip başlatılması mükerrer takip olarak kabul edilemeyeceğinden, Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu ilamın maaş alacağı, fazla mesai ücreti ve fer'ilerine ilişkin olduğu, iflasın ertelenmesi davası devam ederken tedbir kararı verildiği, alacağın tahakkuk tarihinin ilam karar tarihi olduğu, tedbir kararı en az, iflasın ertelenmesi kararı tarihine kadar devam edeceğinden, anılan alacağın İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğu ve dolayısıyla tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığı nazara alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibin iptaline karar verilmesi ve bu karar kesinleşmeden ilamsız icra takibi yapılması halinde "icra mahkemesi kararlarının uygulanabilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden" mükerrer takipten söz edilemeyeceği-
Dairemizin önceki içtihatlarında alınan itirazın iptali ilamında yer verilen vekalet ücreti yargılama gideri ve tazminat alacakları için ayrı bir ilamlı takip başlatılmasının mümkün olacağı kabul edilmiş ise de, sonradan oluşan görüş ve kanaatte tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması HMK'nun 30. maddesinde düzenleme altına alınan usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği benimsenmiş bu yöndeki uygulama süreklilik kazanmdığından, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu ilamın hüküm bölümünde açıkça, alacağın “ticari reeskont faiziyle ” tahsiline hükmedildiği- Ticari reeskont faizi adı altında bir faiz türü bulunmadığı bu durumda T.C. Merkez Bankası'nca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont faizi oranlarının mevcut olduğu ve bu faize göre hüküm kurulduğunun kabulünün gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ilam, Medeni Kanun'un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanun'un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olup, bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Takibe dayanak ilam incelendiğinde hükmedilen alacağın “ ..... yasal faizi ile birlikte davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine” şeklinde kurulan hükümde borçluların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunmadığı-