7327 s. K. m. 21. ile değişik Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 16. maddesi gereğince; anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının “alacak kalemlerinin düzeltilmesi ve haczin kaldırılması “ şeklinde iki ayrı talebi olup, alacak kalemlerinin düzeltilmesi talebi konusunda bir karar verilmemesi ve değerlendirme yapılmamasının HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırı olduğu-
İcra takibine konu kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilam takip tarihinden önce kesinleşmiş ise; alacaklının, başlattığı takipte eksik istediği ve istemi sınırlandırdığından, o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını yeni bir icra takibi ile istemesi gerektiği- İcra takibine konu kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilam takip tarihinden sonra kesinleşmiş ise ancak bu tarihten sonra Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 46/son maddesi hükmüne göre faiz istenebileceğinden bakiye faiz alacağı aynı dosya üzerinden istenebileceği-
Her şikayetin, şikayet tarihindeki hukuki durum ve şartlara göre inceleneceği, şikayetlere konu istem, yapılan işlemler ve tarih yönünden derdestlik- tıpatıplık söz konusu olmadığından, usulden red kararının hatalı olduğu-
Alacaklılar tarafından temyize cevap dilekçesi ekinde sunulan ............. Bölge Adliye Mahkemesi'nin .............. sayılı kararı ile takip konusu ilamın gelinen aşama itibariyle kesinleştiği anlaşılmış ise de; şikayet tarihi itibariyle takip konusu ilam kesinleşmediğinden İlk Derece Mahkemesi’nce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması isteğinin işin ivediliği ve niteliği nedeniyle reddi gerektiği-
"...Kamulaştırma bedelinin, davacıya iadesine..." şeklinde hüküm içeren dayanak ilamın, takip konusu yapılan iade tutarı yönünden eda hükmü içermesi nedeni ile ilamlı takip konusu yapılabileceği-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
İş mahkemesi ilamına dayalı olarak alacaklının müteselsil borçluların hepsine veya dilediği birine karşı takip açabileceği- Şikayetçi borçlu ile diğer takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı-  Şikayetçi borçlu şirketin iflasına karar verildiği, iflas kararının kesinleştiği, takibin ise iflas kararının kesinleşmesinden sonra başlatıldığı anlaşıldığından, şikayetçi müflis şirket yönünden takibin iptali gerektiği- "Takipte müflisin mecburi takip arkadaşı olarak birden fazla borçlu ile takip edilmesi halinde, müflis hakkındaki takibi ayırmak ve durdurmak mümkün olmadığından, müflis dahil bütün mecburi takip arkadaşları aleyhine başlamış olan takibe devam edilmesi gerektiğinin" kabul edilemeyeceği-
İlam niteliğine haiz olmayan kısa karara dayalı olarak takip başlatılamayacağı, takip tarihinden sonra ilamın takip dosyasına sunularak icra emrinin borçluya tebliğe çıkartılmasının da bu durumu değiştirmeyeceği-