Kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği; bu kuralın istisnalarının da yine yasalarda düzenlenmiş olduğu- Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamların (HMK. 367/2. madde.), mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4.maddesi), Kira tespit ilamlarının (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.), menfi tespit davasına ilişkin ilamların ( İİK 72. madde.), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararların (5718 sayılı Kanun 57/2 ), Sayıştay Kararlarının (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararların (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemeyecekleri- Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, davacı tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığı, daha sonra alacağa hükmedilmesinin talep edildiği; her ne kadar mahkemece alacağa hükmedilmiş ise de, temelde dava gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden, ilamın kesinleşmeden ilamlı icra takibine konulamayacağı-
T.C.M.B tebliğleri gereğince, bankaların uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorunda oldukları, bildirilen bu oranların, bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebildikleri- O halde, mahkemece, ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Cumhurbaşkanlığının Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı'nın "...4000 USD kira yardımı ödemesine..." ilişkin aile mahkemesi ilamının aynen infazını ortadan kaldırır bir niteliğinin bulunmadığı-
İcra mahkemesinin kararı, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.7.2016 tarihinden sonra olduğundan, kararın, kanun yolu olarak öncelikle istinaf yoluna tâbi bulunduğu-
İlamın bölünerek birden fazla takibe konu yapıldığına ilişkin iddiasının süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
Takip dayanağı ilamın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminata ilişkin olduğu, kararın Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden evvel kesinleştiği anlaşılmakla, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibin iptaline ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, icra emrinin iptaline karar verildiği ve kararın bu şekilde kesinleştiği, aynı borçlu şirket adına başlatılan sonraki takibin de ayakta olduğu, davacı şirket aleyhine aynı ilama dayalı olarak aynı asıl alacağın talep edilmesi nedeniyle mükerrer takip yapıldığı anlaşıldığından, mükerrer olan takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun şikayet dilekçesinde takipten sonra işleyecek faiz oranına ilişkin açık itirazı olmadığı halde, mahkemenin talebi aşar şekilde işleyecek faiz oranını belirlemesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı kararın kesinleşmeden takibe konulduğu sabit olup, temyiz inceleme tarihi itibariyle de henüz kesinleşmediği, işbu kararın bozularak ......... Esasını aldığı ve derdest olduğu ......... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ........ tarihli cevabi yazısı ile anlaşılmış olmakla 7176 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince; anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceğinden, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dayanak ilamda 4 nolu bağımsız bölüm ile ilgili verilen karar taşınmazın aynına ilişkin olmayıp müspet zararın tazminine ilişkin olduğundan, ilamın bu taşınmazla ilgili hükmünün kesinleşmeden ilamlı icraya konulması doğru ise de; asıl dava ile hakkında hüküm kurulan 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın esasen tapu iptali ve tescili nedeniyle verilen ecrimisil alacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla, kayıt malikinin kabulü de olsa, taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden icraya konulamayacağı-