Uluslararası Yatırım İhtilaflarının Çözüm Merkezi (ICSID) tarafından verilen hakem kararının, milli otorite tarafından denetlenmeksizin ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm kısmı olduğu, icra mahkemesince hüküm kısmının yorumlanması veya değiştirilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar borçlular tarafından mahkeme kararı kesinleşmeden ayrılma akçesinin muaccel hale gelmeyeceği iddia edilmiş ise de bu hususun dar yetkili icra mahkemesince incelenemeyeceği, takibin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilamda taşınmazın 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen kamu hizmetine ayrıldığı açıkça belirtildiğinden, -7176 s. K. 21. maddesiyle-  2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 14. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı-
Takibe dayanak teminat mektubunun, noterden onaylı bir taahhüt senedi veya icra müdürü önünde bir irade açıklaması şeklinde şekil şartlarına uygun düzenlenmediği, şarta bağlı olduğu ve yorum gerektirmeyecek şekilde borçlunun alacaklıya likit bir miktarı ödenmesi yönünde eda hükmünü içermediği, dolayısıyla İİK.'nun 38. maddesi kapsamında ilamlı takip yapılmasını sağlayacak ilam niteliğinde bir belge olarak kabulü mümkün olmadığından ilamlı takip yoluyla infaz kabiliyetinin bulunmadığı-
Her ne kadar takibe konu ilamda hükmedilen tazminat alacaklarının ticari faizi ile tahsili hüküm altına alınmış ise de; 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda ve sair literatürde “ticari faiz” adı altında bir faiz türünün bulunmadığı, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan faiz oranlarının avans faiz oranlarına denk gelmediği nazara alındığında ilamda bahsi geçen ticari faizin yasal faiz anlamına da geleceğinin anlaşılması ve ilamda hükmedilen tazminat alacaklarına yasal faiz işletilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, ilamda hükmedilen tazminat alacaklarına yine ilamda belirtilen tarihlerden itibaren yasal faiz uygulanacak şekilde hesaplama yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Konkordato başvurusu üzerine ticaret mahkemesince "daha önce başlatılmış olan takiplerin durdurulmasına.....”  karar verildiği, takibin ise geçici mühlet kararı verilmeden başlatıldığı anlaşıldığından, mahkemece "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken "takibin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı-
İlamın hüküm fıkraları bir bütün olup aynı ilamda istirdat yanında menfi tespite de hükmedildiği ve ilam vekalet ücreti, yargılama giderine de tümü üzerinden hükmedilmiş olduğu da görülmekle istirdata ilişkin bölüm ile fer'ilerin, ilam kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Takip dayanağı imar uygulaması sonucunda bedele dönüştürülen payın arttırılmasına ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu sabit olup, temyiz inceleme tarihi itibariyle de henüz kesinleşmediği anlaşılmış olmakla, 7176 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince; anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin, kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasından dönüşen istirdata ilişkin ilam ile; borçlunun bir ilamlı takip yapmasına olanak ve gerek olmadığı, borçlunun ilamı icra dosyasına ibraz ederek İİK. mad. 72/5, c: 2 uyarınca, icranın eski hâle getirilmesini istemesi gerektiği, fakat icranın eski hâle getirilebilmesi için istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerektiği-