Şirkete çıkarılan ilk tebligatta kapı numarası yazmıyorsa da, tebligatın "adres bulunamadığından" bahisle iade edilmediği, "şirketin, adresten ayrılmış olduğu" hususu tespit edilerek iade edildiği, dağıtıcının şirketin adresini bulunamaması, yanlış adrese gidilmesi gibi durumların söz konusu olmadığı, davacının da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı, bahsi geçen eksikliğin adresin bulunmasına engel teşkil etmediği, dağıtıcı tarafından gidilen adresin, borçlu şirketin adresi olduğu anlaşıldığından, bila tebliğ iade edilen tebligat sonrası şirketin ticaret sicil adresi olan adresine Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
İki tarafa borç yükleyen ilam hükmünün infazını isteyen tarafın, kendi edimini yerine getirmiş olması koşulu ile karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyebileceği (TBK. 97)- Temlik ile birlikte üçüncü kişinin, alacağı tamamen veya kısmen, alacaklı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin koşullarıyla iktisap ettiği-
Alacaklı tarafından başlatılan takibin dayanağının söz konusu ilam olmayıp, takip talebi ve ödeme emri ile alacaklının ......... havale tarihli cevap dilekçesi ile bozma ilamına karşı beyan dilekçesinden anlaşıldığı üzere, .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ........ sayılı dosyasında davacılarca yapılan davadan feragat nedeniyle davacılar vekilinin hak kazandığını iddia ettiği Avukatlık Kanunu’nun 164 ve 165. maddesinden kaynaklanan vekalet ücreti olduğu ve bu alacağın da bir ilama dayanmadığı anlaşıldığından, o halde; şikayete konu takipte istenen alacağın bir ilama dayanmadığı açık olup İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin reddi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin de borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararlarının yerinde olduğu- Maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmasının usuli müktesep hak teşkil etmeyeceği-
"Tapu iptal ve tescil, kabul edilmemesi halinde tazminata karar verilmesinin" talep edildiği davada, mahkemece tazminata hükmedilirse, temelde dava, gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden ilamın kesinleşmeden ilamlı icra takibine konulamayacağı-
Kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği; bu kuralın istisnalarının da yine yasalarda düzenlenmiş olduğu- Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamların (HMK. 367/2. madde.), mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4.maddesi), Kira tespit ilamlarının (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.), menfi tespit davasına ilişkin ilamların ( İİK 72. madde.), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararların (5718 sayılı Kanun 57/2 ), Sayıştay Kararlarının (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararların (2577 sayılı İYUK 28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemeyecekleri- Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, davacı tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığı, daha sonra alacağa hükmedilmesinin talep edildiği; her ne kadar mahkemece alacağa hükmedilmiş ise de, temelde dava gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden, ilamın kesinleşmeden ilamlı icra takibine konulamayacağı-
T.C.M.B tebliğleri gereğince, bankaların uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirmek zorunda oldukları, bildirilen bu oranların, bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebildikleri- O halde, mahkemece, ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Cumhurbaşkanlığının Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı'nın "...4000 USD kira yardımı ödemesine..." ilişkin aile mahkemesi ilamının aynen infazını ortadan kaldırır bir niteliğinin bulunmadığı-
İlamın bölünerek birden fazla takibe konu yapıldığına ilişkin iddiasının süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
İcra mahkemesinin kararı, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.7.2016 tarihinden sonra olduğundan, kararın, kanun yolu olarak öncelikle istinaf yoluna tâbi bulunduğu-
Takip dayanağı ilamın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminata ilişkin olduğu, kararın Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden evvel kesinleştiği anlaşılmakla, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-