Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı İİK.nun 18. maddesinin 3. fıkrasında merci hakiminin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkının mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin süratle neticelenmesini temin gayesine matuf bir takdir hakkı olduğu-
Tebligat Kanununun 17. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için «işyerinin borçluya ait olması» ve «tebligat yapılan kişinin de daimi memur veya müstahdem konumunda bulunması» gerektiği–
Tebligat Kanununun 21 ve Tebligat Tüzüğü‘nün 28. maddesi uyarınca; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek kişilerin hiçbirisi gösterilen adreste bulunmazsa; tebliğ memurunun bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini, bilmesi muhtemel konusu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta âbir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan kaçınmaları halinde bu durumu da tutanağa yazıp imzalamaları (imzalatmaları) gerekeceği, ayrıca, tebliğ sırasında hazır bulunmayan muhatapların, tevzi (dağıtım) saatlerinden sonra adrese geldiğinin (döndüğünün) beyan edilmesi halinde, bunun tebligat parçasına yazılıp imzalanması gerekeceği–
İlanen tebligat yapılabilmesi için «muhataba Teb. K. ve Teb. Tüz.’ne göre tebligat yapılamamış olması» «yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahının meskeninin/işyerinin tesbit edilememiş olması» gerektiği–
Borçlunun adreste bulunmama sebebinin komşusunun beyanından tesbite dilmesi ancak komşusunun imzadan kaçınması halinde, tebligatın 21. maddeye uygun olarak yapılmış sayılacağı–
«Tüzel kişinin güvenlik görevlisine yapılan tebligatın geçerlik koşulları»