Borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde, ayrıca icra dosyasına vekaletname konulmamış olsa dahi, borçlunun icra takibinde vekille temsil edildiği kabul edilerek icra dosyasında yapılan tüm tebligatların vekile gönderilmesi gerekeceği–
Borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edilmiş olması halinde Tebligat Kanunu 32. maddesinin uygulama alanı bulamayacağı, çünkü bu maddenin uygulanabilmesi için muhataba usulsüz de olsa bir tebligat yapılmış olması gerektiği–
Borçluya gönderilen tebligata ilişkin tebligat evrakında (tebligat parçasında) tebliği yapan memurun ad ve soyadının yazılı olmaması halinde yapılan tebligat işleminin usulsüz olacağı–
Şikayetçi vekili adına, bir başka bürodaki avukata yapılan tebligatın usulsüz olacağı–
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği–
Tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, ‘tebliğ tarihi’ hakkında yalnız muhatabın beyanına itibar edileceği–
Tebligatın usulsüz olması halinde tebligat kanununun 32. maddesi gereğince ‘muhatabın usulsüz tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih’ tebliğ tarihi sayılır ise de resmi belde ile de aksinin kanıtlanması halinde bu belgeye itibar edilemeyeceği–
Tebliğ belgesindeki kayıtların aksinin, her türlü delille kanıtlanabileceği–
Tebliğ işleminin usulsüz olarak yapılmış olduğunun saptanması halinde mahkemece ‘tebliğ tarihinin Tebligat Kanununun 32. maddesinde gözetilerek düzeltilmesine’ karar verilmesi gerekeceği–