Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, ‘tebligatın usulsüzlüğüne’ ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı-
Borçlunun ipotek akit tablosundaki adresine usulüne uygun olarak icra emri, kıymet takdiri ve satış ilam tebliğ edildiğinden, şikayetçi borçluya Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca daha önce yapılan tebligatlar itibariyle satış ilanının tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Borçlu adına tebligatı alan kişinin, “borçlu ile birlikte oturup oturmadığı”nın araştırılarak (bu konudaki tanıklar dinlenerek), varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu adına, borçlunun işyerinde ödeme emrini alan kişinin borçlunun borçlu ile münasebetinin ve ayrıca bu adresin borçlunun işyeri adresi olup olmadığı araştırılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği–
Tebliğ memuru tarafından muhatabın nerede olduğu sorulmuşsa da komşusunu beyanı alındıktan sonra imzalattırılmamış, imzadan kaçınmış ise bu durum yazılı olarak tutanağa geçirilmemiş olduğundan yapılan tebligat işleminin, Tebligat Kanunun 21. maddesine uygun sayılmayacağı–
İcra müdürlüğünce borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine ‘takibin durdurulmasına’ karar verilmiş olması halinde borçlu (vekili) tarafından ‘tebligatın usulsüzlüğü’ ileri sürülerek icra mahkemesine yapılacak şikayetin ‘hukuki yarar’ yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–