İİK 153. maddesine göre düzenlenen muhtıranın, tasfiye memurları yerine, şirketin eski ünvanına ve adresine çıkartıldığı, iade edilmesi üzerine de 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, yapılan tebligatın usulsüz ve dolayısıyla geçersiz olduğu-
Tebliğ memuru tarafından muhatabın nerede olduğu sorulmuşsa da komşusunu beyanı alındıktan sonra imzalattırılmamış, imzadan kaçınmış ise bu durum yazılı olarak tutanağa geçirilmemiş olduğundan yapılan tebligat işleminin, Tebligat Kanunun 21. maddesine uygun sayılmayacağı–
Borçlunun “tebligat parçasındaki imzanın kendisine ait olmadığını” belirtmesi halinde, icra mahkemesince bu hususun araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde, ayrıca icra dosyasına vekaletname konulmamış olsa dahi, borçlunun icra takibinde vekille temsil edildiği kabul edilerek icra dosyasında yapılan tüm tebligatların vekile gönderilmesi gerekeceği–
Usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanı ile ispat edilemeyeceği, şikayetçinin tebligattan hangi tarihte haberdar olduğunun yazılı belge ile kanıtlanabileceği–
Borçluya gönderilen tebligata ilişkin tebligat evrakında (tebligat parçasında) tebliği yapan memurun ad ve soyadının yazılı olmaması halinde yapılan tebligat işleminin usulsüz olacağı–
Tebligat Kanunu (ve Tebligat Tüzüğü)nün ‘tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun araştırılma şekli ve yöntemi’nin gösterilmemiş olduğu, bu durumda hakimin her somut olayın özelliğinin ve gerçekleşen maddi olguların en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddiayı araştırması gerekeceği–