Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetlerin icra mahkemesine yapılacağı-
Borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde, ayrıca icra dosyasına vekaletname konulmamış olsa dahi, borçlunun icra takibinde vekille temsil edildiği kabul edilerek icra dosyasında yapılan tüm tebligatların vekile gönderilmesi gerekeceği–
‘Ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna’ ilişkin icra mahkemesine yapılan başvurunun ‘şikayet’ niteliğinde olduğu–
“Tebligatı öğrenme tarihi”nin aksinin tanık beyanları ile ispat edilemez ise de, “şikayetçinin ödeme emrinden haberdar olduğu tarih”in yazılı belge ile kanıtlanması halinde, şikayetçinin beyanına itibar edilemeyeceği–
Şirket yetkilisinin çarşıya gitmesi nedeniyle tebligatın işçiye yapılması üzerine şirket yetkilisi tarafından ‘tebligatın yapıldığı kişinin orada çalışmadığı ve böyle bir kişinin kendilerince tanınmadığı’nın ileri sürülmesi halinde mahkemece duruşma açılarak bu konudaki iddianın ispatı açısından tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği- Borçlu vekili satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı-