Tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın taraf ehliyeti olmadığından, adi ortaklık adına gönderilen tebligatın geçerliliği bulunmadığı–
Borçlunun “tebligat parçasındaki imzanın kendisine ait olmadığını” belirtmesi halinde, icra mahkemesince bu hususun araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde, ayrıca icra dosyasına vekaletname konulmamış olsa dahi, borçlunun icra takibinde vekille temsil edildiği kabul edilerek icra dosyasında yapılan tüm tebligatların vekile gönderilmesi gerekeceği–
Muhatabın tebligat sırasında adreste bulunmamakla beraber “daimi işçisi”ne yapılan tebligatın geçerli olacağı–
Usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanı ile ispat edilemeyeceği, şikayetçinin tebligattan hangi tarihte haberdar olduğunun yazılı belge ile kanıtlanabileceği–
Borçluya gönderilen tebligata ilişkin tebligat evrakında (tebligat parçasında) tebliği yapan memurun ad ve soyadının yazılı olmaması halinde yapılan tebligat işleminin usulsüz olacağı–
Tebligat Kanunu (ve Tebligat Tüzüğü)nün ‘tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun araştırılma şekli ve yöntemi’nin gösterilmemiş olduğu, bu durumda hakimin her somut olayın özelliğinin ve gerçekleşen maddi olguların en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddiayı araştırması gerekeceği–
İşyerinde yapılan tebligatta ‘muhatabın geçici olarak başka yere gittiği’ tespit edilmeden ve mazbataya bu konuda şerh verilmeden ‘borçlunun çalışanı’na yapılan tebligatın geçerli olmayacağı–
‘Ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna’ ilişkin icra mahkemesine yapılan başvurunun ‘şikayet’ niteliğinde olduğu–