Gaiplik ile tapu iptali ve tescil istemi-
8. HD. 11.06.2018 T. E: 11212, K: 13969-
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekeceği, dosya kapsamından davacıların arsa maliki olup, davalıların ise dava dışı yükleniciden bağımsız bölüm satın aldığı iddia edilen kişiler olduklarının, esasen eldeki davada dava dışı yükleniciye karşı yöneltilen herhangi bir istek de olmadığının, tarafların tüketici tanımına uymadıklarının ve taraflar arasında anılan yasa kapsamında bir tüketici işlemi bulunmadığının anlaşıldığı, o halde, iddianın içeriği, ileri sürülüş biçimi ve özellikle niteliği gözetildiğinde, taraflar arasındaki çekişmenin çözümünün genel mahkemelere ait olduğu, 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu gereğince tüketici mahkemesinin görevinde bulunmadığı-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, sözleşmenin inançlı işlemin yazılı delili olması nedeniyle resmi şekilde yapılması şart olmadığı gibi, devirden önce ya da sonra yapılmasının ve davacının imzasını içermesinin de bir öneminin bulunmadığı-
Dosya kapsamından davalıların murisine yapılan tahsis ile ilgili hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari makamlarca alınmış bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Korkutma iddiası her türlü delille ispat edilebileceği gibi, iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmayıp korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih veya zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
Mahkemece, HMK'nin 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı-
Davacıların mirasbırakanı adına tescile ilişkin ilam ile taşınmaz hükmen mirasbırakanın mülkiyetine geçtiğinden, bahsi geçen kararın kesin hüküm niteliğinde olduğu-
Dahili dava suretiyle bir kişiye taraf sıfatı verilmesi mümkün olmadığı gibi davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin de uygulama imkanı bulunmadığından, kayıt malikinin mirasçıları açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu usûl kuralına riayet edilmeden yargılama sürdürülerek sonuca gidilmesi isabetli olmadığı gibi davacıya ait parselin iptali yönünde istek olmamasına rağmen söz konusu parselin tapusunun kısmen iptal edilmesinin de doğru olmadığı-