Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni istekler ıslah kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da kabul edilemeyeceğinden davacı tarafa menfi tespit davası açması için süre verilmesi ve bu davanın sonucuna göre tapu iptal ve tescil istekli eldeki davanın çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde alacak isteklerine ilişkin eldeki davadaki isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) mülkiyet hakkıyla ilgili hükümlerine dayandırıldığı; her ne kadar taraflar tacir olsalar dahi, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, esasen dava dilekçesinde de bu yönde bir iddiaya yer verilmediği, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, yargılama sırasında devredilen taşınmaz yönünden tazminat isteği-
Ketmi verese iddiasına dayalı davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, alınacak hasımlı veraset ilamıyla çözümlenebileceği, hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesi gözetilerek, eldeki davayı esastan etkileyecek nitelikte bulunan veraset ilamının iptali için açılan davanın sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil davasının tapu müdürlüğü aleyhine açıldığı, ancak davalı tapu müdürlüğünün kayıt maliki sıfatı taşımadığı gözetilerek davanın pasif husumet yokluğu gerekçesiyle reddedilmesi gerekeceği-
Gaiplik ile tapu iptali ve tescil istemi-
8. HD. 11.06.2018 T. E: 11212, K: 13969-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, sözleşmenin inançlı işlemin yazılı delili olması nedeniyle resmi şekilde yapılması şart olmadığı gibi, devirden önce ya da sonra yapılmasının ve davacının imzasını içermesinin de bir öneminin bulunmadığı-
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekeceği, dosya kapsamından davacıların arsa maliki olup, davalıların ise dava dışı yükleniciden bağımsız bölüm satın aldığı iddia edilen kişiler olduklarının, esasen eldeki davada dava dışı yükleniciye karşı yöneltilen herhangi bir istek de olmadığının, tarafların tüketici tanımına uymadıklarının ve taraflar arasında anılan yasa kapsamında bir tüketici işlemi bulunmadığının anlaşıldığı, o halde, iddianın içeriği, ileri sürülüş biçimi ve özellikle niteliği gözetildiğinde, taraflar arasındaki çekişmenin çözümünün genel mahkemelere ait olduğu, 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu gereğince tüketici mahkemesinin görevinde bulunmadığı-
Dosya kapsamından davalıların murisine yapılan tahsis ile ilgili hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari makamlarca alınmış bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-