Harici taşınmaz satışına dayalı alacak istemine ilişkin davada, davacı taraf gönderilen paraların, taşınmaz satışı için olduğunu iddia ettiğine göre, öncelikle bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olacağı; davalı tarafa ait hesap ekstrelerinde; davacı tarafından gönderilen ödemelerin "kira ödemesine ilişkin olduğu" açıklamasının bulunması karşısında, ödemelerin, taşınmaz satışı için yapıldığı hususunun kabul edilemeyeceği-
İcra İflas Kanunu'nun 134. maddesi hükmü çerçevesinde ihalenin usulsüzlüğünden bahisle feshi istenebileceği gibi, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek tapu iptal ve tescil davası açılmasına da yasal  engel olmadığı-
Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden ise de, genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün davacı adına oluşturulduğu ve bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK. 1007 kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği- Tapusu iptal edilen taşınmazın kapama fındık bahçesi olduğundan gerçek zararın sadece fındık geliri üzerinden hesaplanması gerektiği-
İtirazın kaldırılması istemi-
Kesinleşmiş mahkeme kararı ile mülkiyet tescilden önce kazanılır ise de maliklerin tasarruf işlemleri yapabilmelerinin mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olduğu-
İİK mad 4 gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümleneceği, bu hususun kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu- yasadaki koşulların oluşması halinde İİK’nun 79 ve 360. maddelerinin bu husustaki yetkinin istisnaları olduğu-haciz talimatı yazısının “borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikte” olmayıp, belli bir malın haczini isteyen “nokta haczi” biçiminde yazılmış olması halinde hacizle ilgili şikayetin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği yani bu durumda İİK’nun 79. maddesinin uygulanmayacağı- Mahkeme kararına dayalı olarak taşınmazın açık arttırımı ile satın alınması halinde, mülkiyetin tescilden önce ihale alıcısına geçeceği-
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5  gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
Önalım hakkının, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği- Mülkiyet hakkının tescil edilmesi halinde aleniyet kazanarak herkese karşı ileri sürülebilir bir duruma geleceği- TMK. mad. 1022/2 uyarınca, tescilin etkisinin yevmiye defterine yapılan kayıt tarihinde başlayacağı- Payı mahkeme hükmünün kesinleştiği tarihte kazanmış olan davalının tasarruf hakkını tescil ile elde edeceği-
Şikayetçinin henüz adına tescil edilmeyen taşınmazdaki haczin kaldırılmasını istemek konusunda şikayet hakkının doğmadığı; üçüncü kişinin taşınmaz adına tescil yapılmadan şikayet hakkının kullanamayacağı- 
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, davacı ile davalı arasında adi şekilde düzenlenen sulh sözleşmesi tarafları bağladığından, satış vaadi sözleşmesinin davacı ile davalı arasında geçerliliğini koruduğu- Yargılama esnasında bir kısım taşınmazlar cebri ihale ile satıldığından taşınmazların en son mülkiyet durumunu gösteren güncel tapu kayıtlarının inceleneceği-