Tapulu taşınmazların devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiği, resmi şekle uyulmadan tescil istenemeyeceği, dava-cının dayandığı harici satış sözleşmesine davalı-kooperatifin taraf olmadığından kooperatifin davada sıfatıda bulunmadığı, diğer davalı-arsa sahibi yönünden ise, resmi şekle uygun sözleşme bulunmaması nedeniyle tescil isteminin kabul edilemeyeceği, 30.9.1988 Tarih ve 2/2 sayılı İçt. Bir. K.’nun, arsa sahibinin yaptığı harici satışlar hakkında uygulanamayacağı -
Davacıya nizalı daireyi satan yüklenicilerin % 65 oranında binanın inşaatını bırakarak, inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini getirmeme-leri nedeniyle, arsa sahibine karşı kendilerine düşen dairelerin devrini isteyebilecek şahsi hak kazanmadıklarından, yüklenicinin halefi sıfa-tıyla nizalı dairenin mülkiyetinin kendisine nakli konusunda ondan dai-re satın almış olan davacının talepte bulunamayacağı -
Belediye tüzel kişiliğine ait taşınmazların satışlarının bağlı olduğu şekil koşulları -
Yükleniciler; arsa sahipleri ile arsa karşılığı inşaat sözleşmesi ge-reğince inşaat yapmakta iseler ve davacı’ya satışı vaad edilen villanın yüklenicilere verilmesi gereken villa olması ve yüklenicilerle arsa sahipleri arasındaki arsa karşılığı inşaat sözleşmesi için resmi şekilde yapılmış olması halin-de; davacıya yapılan bu satışın alacağın temliki hükümleri çerçevesinde geçerli kabul edilebileceği, aksi halde sözleşme geçersiz olacağından davacının bu geçersiz sözleşme sebebi ile verdiğini geri isteyebileceği -
İnşaatın bütünü ile yapılmış ve tamamlanması için pek az bir yer kalmış ise, buranın yüklenici tarafından yapılması ve böylece inşaatın bitirilmesi ya da bu miktar eksikliğin, arsa sahipleri tarafından kabulü tahammül edilebilecek boyutlarda görülür ise, gene bedeli arsa sahiplerine ödenmek koşulu ile, bu yerin mülkiyetinin yükleniciye verilebileceği, yüklenicinin böyle bir durumdaki gayrimenkulü BK.nun 162. maddesi (şimdi; TBK. mad. 183) gereğince temliki halinde, devir alan kişilerin toplu ifa ile inşaatı tamamlayıp bitirdikten sonra, yükleniciye halef olarak tescil davası açabilecekleri -
İmar Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı biçimde inşa edil-miş, ruhsatsız (kaçak) bina veya ruhsatına aykırı bölüm ile ilgili yasaya aykırılık giderilmeden mahkemelerden “kal” dışında eksik veya fazla işler bedeli, tescil ya da (hukuki yarar söz konusu olsa bile) mülkiyet tespiti istenemeyeceği, yasaları uygulamakla görevli olan mahkemelerin imar suçu işleyen yükleniciler ile onların bu eylemlerinden yararlanmaya kalkışan arsa sahiplerinin bu tür talepleri doğrultusunda karar veremeyecekleri-
Vatandaşlıktan çıkarılıp yabancı duruma düşen kişinin, tapu ile malik olduğu taşınmazı, bir Türk vatandaşına satması üzerine, bu satışın iptali için Hazine tarafından dava açılabileceği-
Tapulu taşınmazın sicil dışı (haricen) satışının geçersiz olduğu (Taşınmazın mülkiyetini geçiren sözleşmelerin resmi şekilde yapılma-dıkça geçerli olmayacağı) -
Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçt. Bir. K.’da açıklandığı gibi; muvazaalı temliklerde görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de MK.706 (ve BK.213; şimdi; TBK. mad. 237, Tapu K. 26)’da öngörülen şekil koşullarından yoksun olduğundan geçersiz sayılacağı, bu hususu miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların ileri sürerek muvazaa hukuksal nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilecekleri, bu davada; muvazaalı bir işlemin söz konusu olup olmadığının saptanması için; ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve mâkul bir nedenin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılması gerekeceği -