Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edimin ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebileceği-
Davacının eklemeli olarak 1952 yılından itibaren 50 yıldır dava konusu taşınmazda zilyet olduğu, davacının babasının burayı imar ve ihya edip ev ve bahçe  olarak kullandığı, 30 yıl kadar önce babasının çocuklarına mallarını paylaştırdığı, davaya konu yerin davacıya düştüğü, davacının da ayrı şekilde aralıksız ve çekişmesiz olarak kullanmaya devam ettiği ve zilyetlikle kazanım koşullarının lehine gerçekleştiği, buna karşılık, davacının zorlayıcı yaptırım tehdidi altında 30.9.1997  tarihinde, 1.1.1991 tarihinden itibaren 6 yıl 9 aylık ecrimisil ödemesinin, doğmuş bulunan mülkiyeti talep hakkından feragat anlamına ve hazinenin üstün zilyetliğini kabul anlamına gelmeyeceği, davacının asıl amacının taşınmazı elinde tutmak ve sahip olmak olduğu-
Yasada öngörülen ve dayanağını Medeni Kanunun 3. maddesinden alan iyiniyetin aynı zamanda bu iddiada bulunana bir özen ve itina borcu yüklediği, ancak, bu özenin ve dikkatin sicile olmaması gerektiği, sicile güvenen kişinin, sicilin dayanağını oluşturan kayıt ve belgeleri inceleme yükümlülüğünün olmadığı, bu sebeple davalı kooperatife akit tablosunu inceleme mükellefiyetinin yüklenemeyeceği-
Davacı, köy tüzel kişiliği olarak zilyetliğinde bulunan taşınmazlarla ilgili Hazine aleyhine mülkiyetin tespiti davası açmış; davaya hakem sıfatıyla bakılarak taşınmazların davacı kasaba belediyesi köy tüzel kişiliğine ait olduğuna karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş olduğundan taşınmazların Hazine adına olan kayıtlarının iptali ile belediye adına tescili için açılan sonraki davada maddi anlamda kesin hüküm olan hakem sıfatıyla verilen kararın içine girilerek bu dava ile birlikte ele alınıp sanki hakem kararı temyiz edilmiş gibi incelenmesinin hatalı olacağı-
Davacıya nizalı daireyi satan yüklenicilerin % 65 oranında binanın inşaatını bırakarak, inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini getirmemeleri nedeniyle, arsa sahibine karşı kendilerine düşen dairelerin devrini isteyebilecek şahsi hak kazanmadıklarından, yüklenicinin halefi sıfatıyla nizalı dairenin mülkiyetinin kendisine nakli konusunda ondan daire satın almış olan davacının talepte bulunamayacağı -
İhtiyari açık artırmada mülkiyetin ihale ile değil, tescil ile gerekeceği, bu nedenle davacının tescilden önce malikin sahip olduğu hakları kullanamayacağı -
Harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteklerinde, 30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı İçt. Bir. K.’nun hangi koşulların gerçekleşmesi halinde uygulanabileceği (30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı İçt. Bir. K.’nun kapsamı) -
Nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldu-ğu gerekçesiyle, Hazine tarafından gerçek kişi aleyhine açılan tapu iptali tescil davasında, her ne kadar taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırıl- dığı ve bu işlemin kesinleştiği saptanmışsa da; kamulaştırma öncesindeki gerçek malikin belirlenmesine ilişkin olarak, Hazinenin eldeki davayı açmakta -«kamulaştırma bedelinin kime ait olacağı» konusunda- ya-rarının bulunduğu-
Yüklenicinin sözleşme uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümlerin adına tescilini isteyebilmesi için, imar mevzuatına ve söz-leşmeye uygun şekilde binayı tamamlaması gerektiği, mahkemece gerek- li yıkım veya tadilatın yapılabilmesi için yükleniciye icrada infazı kâbil nitelikte izin ve yetki verilip, inşaatın iskan raporu alınmaya hazır hale getirilmesinden sonra yüklenici adına tescile karar verilmesi gerekeceği -
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin muayyen bir arsa payının yükleniciye geçirilmesini öngörmesi nedeniyle noterde re’sen düzenlemeleri gerekeceği, haricen düzenlenip notere onaylatılan sözleşmelere dayanarak tescil isteminde bulunulamayacağı -