Davacının bu talebine konu ayıpların kendi konu­tunda olmaması nedeniyle davacının bir süreye tabi olmadan bu ek­sikliğin giderilmesini istemesi mümkün olup, davacının talebine konu çatıdaki noksan aksamın tamamlanması, çatı kiremitlerinin aktarıl­ması, duvar arkası derenin yapımı ve çinko sıva eteğinin onarılması­na ilişkin masrafların davacı tarafından yapılmış olması halinde bun­ların istenebileceğinin kabulü ile yapılan masrafların denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiği anlaşıldığından; kadastral kaydın ihyası ve tapudaki imar kaydının terkini için davacı Hazineye mehil verilmesinin, sonucuna göre, uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmesinin gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davalarda, uzun yıllar süren yüksek enflasyon ve tarafların satış bedelini sözleşmede bilerek düşük göstermeleri ihtimali nazara alındığında taşınmazın değerinin dava tarihine göre belirlenmesinin gerekeceği, hakimin yapacağı keşifte dinleyeceği bilirkişilere taşınmazın değerini tespit ettireceği, tespit edilen bu değere göre hem mahkemenin görevinin tayin edileceği, hem de noksan harcın ikmal ettirileceği, bu durumda sözleşmeye müdahaleden de söz edilemeyeceği, kamu düzeninden olan bu hususun tarafların insiyatifine bırakılmadan, hakim tarafından resen yerine getirilmiş olacağı, Harçlar Kanununun 16.maddesinin de, müdahalenin meni, tescil ve tapu iptali gibi taşınmazın aynını ilgilendiren davalarda, taşınmazın değerinin esas alınacağını öngörerek görüşümüzü teyit ettiği harç kaybının da böylece önlenmiş olacağı-
Konut yapı kooperatiflerinde kur'a çekimi ile mülkiyetin kooperatif üyelerine tescilsiz geçeceğinin kabul edilemeyeceği-
Doğru hasma yöneltilmeden davanın sonuçlandırılmasının uygun görülemeyeceği-
Mahkemenin, Hazinece dayanılan tapu kaydında yazılı hükümsüzlük şerhinden söz ederek davanın reddine karar verdiği, oysa anılan şerhin, herhangi bir yargısal karara dayalı olmadığı için, hukuksal sonuç doğurmayacağı-
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış bulunduğuna ve kadastrodan önceki sebebe dayandığına göre, bu yerin kadastro tespit tarihine kadar davacı ve miras bırakanı tarafından kazanılıp kazanılmadığının araştırılmasının gerekeceği, Kadastro Mahkemesi sıfatıyla hüküm kuran Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasındaki bilgilere göre taşınmazın tapulu olduğu belirlendiğinden uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi hükmüne göre çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Usulüne uygun kadastro tutanağı düzenlenmeyen dava konusu yer hakkında, asliye hukuk mahkemesince yargılama yapılıp, hüküm kurulduğu, bu nedenle yerel mahkemenin göreve ilişkin direnme kararının usul ve yasaya uygun olacağı-