İhtiyari açık artırmada mülkiyetin ihale ile değil, tescil ile gerekeceği, bu nedenle davacının tescilden önce malikin sahip olduğu hakları kullanamayacağı -
Harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteklerinde, 30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı İçt. Bir. K.’nun hangi koşulların gerçekleşmesi halinde uygulanabileceği (30.9.1988 tarih ve 2/2 sayılı İçt. Bir. K.’nun kapsamı) -
Nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldu-ğu gerekçesiyle, Hazine tarafından gerçek kişi aleyhine açılan tapu iptali tescil davasında, her ne kadar taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırıl- dığı ve bu işlemin kesinleştiği saptanmışsa da; kamulaştırma öncesindeki gerçek malikin belirlenmesine ilişkin olarak, Hazinenin eldeki davayı açmakta -«kamulaştırma bedelinin kime ait olacağı» konusunda- ya-rarının bulunduğu-
Yüklenicinin sözleşme uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümlerin adına tescilini isteyebilmesi için, imar mevzuatına ve söz-leşmeye uygun şekilde binayı tamamlaması gerektiği, mahkemece gerek- li yıkım veya tadilatın yapılabilmesi için yükleniciye icrada infazı kâbil nitelikte izin ve yetki verilip, inşaatın iskan raporu alınmaya hazır hale getirilmesinden sonra yüklenici adına tescile karar verilmesi gerekeceği -
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin muayyen bir arsa payının yükleniciye geçirilmesini öngörmesi nedeniyle noterde re’sen düzenlemeleri gerekeceği, haricen düzenlenip notere onaylatılan sözleşmelere dayanarak tescil isteminde bulunulamayacağı -
Mülkiyetin de geçirilmesi vaadini içeren devre tatil sözleşmesinin, resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı -
Medeni Kanunun 706. Borçlar Kanununun 213 ve 238. maddeleri gereğince tapulu taşınmazların temlikinin genel kural gereği resmî şekil-de yapılması zorunlu ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b. maddesinin bu kuralın istisnasını oluşturduğu (Kural olarak tapu dışı satımlar geçersiz (MK.705) ise de, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde tapu dışı satıma geçerlilik tanınabileceği) -
Âdi yazılı sözleşme ile yükleniciden, yüklenici ile arsa sahibi ara-sında çekişmeli olan daireyi satın alan kişinin, tescil talebinde buluna- mayacağı -
İ.lı işlem, üçüncü kişinin malvarlığı aracılığı ile de gerçekleşebileceğinden, uyuşmazlık konusu olayda sadece dolaylı temsili içeren inançlı vekalet hukuksal ilişkisinin bulunduğu, zira dava dışı üçüncü kişiler yani satıcılar, ister dolaylı temsilin bulunduğunu bilsin ister bilmesin, taşınmazı alan inançlı vekilin, tapu sicilinde işlem yaparken kendi adına ve davacı hesabına hareket ettiği ve önce mülkiyetin inançlı vekile geçmesi, sonra da onun bunu davacıya devretmesi hususunun gerçekten istendiği, uyuşmazlık konusu olayda; dolaylı temsili de içeren inançlı vekalet sözleşmesinin varlığı kabul edildiğine göre, davacının davalıya karşı onun kendisine mülkiyeti nakil borcunu yerine getirmesi için tescile icbar davası açmasının mümkün olduğu, gerçekten de; davalının, davacı hesabına üçüncü kişiden iktisap ettiği her şeyi, bu arada bir taşınmazı davacıya devretme borcunun, vekalet akdine doğrudan doğruya kanunun bağladığı bir sonuç olup, böyle bir borcun doğumu için davalı ile davacı arasında ayrıca bir anlaşma yapmaya gerek bulunmadığı gibi, böyle bir anlaşmanın hiçbir suretle resmi şekilde yapılması gereğinin de olmadığı-