Bilindiği üzere ve kural olarak, ham toprak niteliğinde tespit ve tescili yapılan bir yerin koşulları gerçekleştiğinde zilyetlikle iktisabı olanaklıdır. Bunun için tespit tarihinden önceki en az 20 yıllık sürenin aralıksız ve çekişmesiz olarak ilgilisi lehine gerçekleşmesi gerekir. Dava konusu yer davacı tarafından ekonomik amaca uygun olarak tarımsal faaliyetlerde kullanılmadığı dinlenen davacı ve davalı tanıkları ile ziraat bilirkişisi raporunda belirlenmekle davacının davasının reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İ. sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğundan koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığı kabul edilmesinin gerekeceği-
TMK. mad. 705 uyarınca, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescil ile olduğu- Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılırsa da, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi için mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olduğu- Aynı hakka ilişkin olarak taşınmaz ile ilgili dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğundan mülkiyet tapu kütüğüne tescil edilmedikçe davaya devam edilemeyeceği ve bu durumda mahkemece davacıya satın aldığı payla ilgili olarak tescil işlemini yaptırmak üzere süre verilerek, davacı adına oluşacak pay tapu kayıtları ibraz edildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı gerekçesiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacıların miras bırakanının yapmış olduğu temliklerin inançlı işlem teşkil ettiği ve buna dayalı iddiaların 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği-
Köy yerleşim alanında bulunan ve davalıya dev­redilen taşınmaz üzerinde beş yıl içerisinde bina yapılmaması ve köyün tüzel kişiliğini kaybederek bir başka belediyenin ma­hallesine dönüşmesi karşısında, Köy Kanunu'nun 6111 sayılı Yasa ile eklenen geçici 1. madde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava sonuçlanıp derecaattan geçerek kesin hüküm halini aldığına, kararın açıklayıcı nitelik taşımasına Medeni Kanununun 705. maddesi hükmü gereğince taşınmazın mülkiyetinin tescilden önce davacı tarafa geçeceğine göre bahis konusu bankada bloke tutulan paranın serbest bırakılması için gerekli muktezanın yerel mahkemece tayininin icabettiği-
Taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı bulunduğu davada; davalı tarafından davalının banka hesabına yapılan havale dekontlarının, keza davalı tarafından yapılan icra takibine ve buna itiraza ilişkin dava dosyalarının, değerlendirilmek suretiyle yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip edilemeyeceğinin ortaya konulması ve gerekçelendirilerek neticeye gidilmesi gerekeceği-
Davacı vekili; davacının söz konusu davadaki taşınmazlara ait payları cebri icra yoluyla satın aldığını, söz konusu hisselerin mülkiyetinin müvekkili davacıya geçtiğini, ancak yaptığı tescil isteğinin reddedildiğini ileri sürerek taşınmazların satılarak ortaklığın giderilmesini istediği- TMK. 700 uyarınca taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescil ile olup; miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılırsa da, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi için, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasının gerektiği- Aynı hakka ilişkin olarak taşınmaz ile ilgili dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğundan mülkiyet tapu kütüğüne tescil edilmekdikçe davaya devam edilemeyeceği; bu durumda mahkemece davacıya satın aldığı paylarla ilgili olarak tescil işlemini yaptırmak üzere süre verilerek, davacı adına oluşacak pay tapu kayıtları ibraz edildikten sonra bir karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural alarak bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak mahkemece imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilemeyeceği-
Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği, böyle bir yerin, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının korunması gerekeceği- Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyi niyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının da gözden uzak tutulmamasının gerekeceği-