Tapu tahsis belgesinin, mülkiyet belgesi olmayıp, sadece fiili kullanmayı belirleyen zilyedlik belgesi olduğu-
Sınırlarda değişiklik mevcut ise, tapulama haritaları ile yenileme haritalarının çakıştırılıp uygulanması, bu uygulamada özellikle parsel köşelerinin hesaplanacak koordinatlarına göre tersim edilmesi, sınırların tespit edilememesi halinde sabit noktalardan (sınırlardan) yararlanılması, tüm bulguların arz üzerinde işaretlenip rapor edilmesi ve gerekçelerin gösterilmesinin asıl olduğu-
Uzun süreden beri taraflar arasında oluşan kullanım nedeniyle ve taraflar arasındaki taksim uyarınca, kullanımlarında bulunan bağımsız bölümlerin adına tescilinin amaçlandığı davanın 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’ nun 4/b bendi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği-
Davanın, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin olduğu, bakanlığın uygun görüşü ile kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazilerinin, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemeyeceği, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, paylarının üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği, dolayısı ile davacı adına tapu kaydının oluşturulamadığı, tapuya kayıt işlemleri yapılamayan dava konusu taşınmazın ortaklığının giderilmesi davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin davada, taşınmazın mülkiyetini cebri ihale sonucu kazanan davacının, TMK. mad. 705/2 uyarınca tapuya kayıt işlemleri yapılamayan, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi gereği bölünemez eşya niteliğindeki tarım arazisi hakkında tasarruf işlemi yapamayacağı-
Kendisini vekille temsil ettiren ölü davalı mirasçıları lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil isteği-
2942 sayılı Kamulaştırma Yasanın 25. maddesi hükmü uyarınca, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması ile mülkiyetin kamulaştıran idareye geçeceği öngörülmüş iken, bu maddeyi değiştiren ve 24.04.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4650 sayılı Yasanın 14. maddesi ile, mülkiyetin kamulaştıran idareye intikalinin tescil koşuluna bağlanmış olduğu-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalinin sağlamayacağı- Sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği- Haczin kaldırılması için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunlu olduğu- Tapuya şerh edilmiş satış vaadi alacaklısı olan üçüncü kişinin şikayet hakkının süreye bağlı olmadığı-
Davalılar lehine bulunan tapu tahsis belgesinin idarece iptal edilmesi nedeniyle mahkemece, iptal keyfiyetinin tapu tahsis belgesi lehtarına veya mirasçılarına tebliğ edilip edilmediğinin, tapu tahsis belgesinin iptaline dair işleme yönelik bir dava açılıp açılmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde araştırılması, açılmış ise neticesinin beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-