İflasın ertelenmesi halinde uygulanacak tedbirler borçlunun faaliyetini sürdürmeye ve durumunu düzeltmeye yönelik olduğundan borçlunun halen faaliyetini yürüttüğü taşınmazdan tahliye edilmesi iflasın ertelenmesi talebinin amacına ve tedbir kararına aykırı olacağından tahliyeye ilişkin takiplerin durdurulması gerektiği- Ancak, alacaklı ile borçlu arasında herhangi bir ticari ilişki ve borç-alacak ilişkisi olmadığı, borçlunun eyleminin ticari bir faaliyetin sonucu olmadığı, şikayetçi alacaklının tapulu taşınmazına müdahalenin söz konusu olduğu ve takibe dayanak karar ile davalı borçlunun taşınmaza müdahalesinin men'ine karar verildiği, borçlu şirket hakkında başlatılan takibin durdurulması halinde borçlunun haksız olarak işgal ettiği yerde kalmaya devam edeceği, iflas erteleme müessesesi şirketin mali durumunu düzeltmek amacıyla getirilmiş olmakla birlikte, bunu bir başkasının hakkına tecavüzün sürdürülerek düzeltilmesini kanunun himaye etmeyeceği, 12. HD. tahliye ilamlarını da iflasın ertelenmesine ilişkin tedbir kapsamında kabul etmekte ise de, somut olayda hukuki ve fiili durumun farklı olduğu, taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunmadığı, takibe dayanak men'i müdahale kararından kaynaklanan tahliyenin durdurulması halinde kanunla ulaşılmak istenen amacın dışına çıkılacağı, bir başka deyişle bu durumun iflas erteleme tedbir kararının amacı ile bağdaşmayacağı-
Davacının iflasın ertelenmesi davasının yargılaması sırasında konkordato talebinde bulunduğu ve mahkemece talebin incelenerek şirket hakkında geçici koruma mühleti verilerek gerekli ihtiyati tedbir kararlarının verilip komiser atandığı anlaşıldığından, konkordato davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının erteleme davasının sonucunu esastan etkilemeyeceği, bekletici mesele yapılmayarak, yeni bir hukuki düzenleme ile uygulamaya konulan konkordato kurumunun yasal düzenlemenin amacı da nazara alınarak şirket hakkında iflas kararı verilmeyerek geçici mühletin veya geçici mühletten sonra verilecek kesin mühletin kaldırılması halinde verilecek iflas kararının konkordatoyu inceleyen mahkemece verilmesi gerektiği sonucuna varılarak iflasın ertelenmesi davasının reddine ve iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, rayiç değerlere göre şirketin borca batık olduğu belirlendikten sonra şirketin mali yönden iyileşme gösterip göstermediği, iyileştirme projesinin uygulanıp uygulanmadığı, şirket ortaklarınca sermaye artırımı yoluna gidilip gidilmediği hususları gözetilerek, bilirkişilerden açıklamalı, gerekçeli, karşılaştırmalı ve denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekirken şirketin rayiç değerlere göre borca batıklık tespiti yapılmadan, davacının kendi kayıtlarına göre borca batık olduğu ve batıklık beyanı da gözetilerek iflasın ertelenmesi şartlarını yerine gelmediği, gerekçesi ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava dosyasında mevcut, kayyım raporunda, davacı şirketin borçlarının büyük bir kısmını yapılandırdığının ve müdahil ...... Bankası A.Ş.'ye ise yapılandırma sonrası borç ödemesi olduğunun belirtildiği, davacı şirketin bir kısım hissedarlarının hisselerini devrederek ortaklığa yeni bir hissedar girdiğinin anlaşıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporları ile kayyım raporları arasında da borca batıklık miktarının tespiti açısından çelişkinin mevcut olduğu, bu durumda mahkemece, davacı şirketin son mali durumunun tam olarak tespiti ve borca batıklığın net olarak değerlendirilmesi açısından alanında uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekli olduğu-
İflasın ertelenmesi davası ve bu dava kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı takip borçluları hakkında olmayıp, kendisine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen şikayetçi 3. kişi şirket hakkında ise de; şikayetçi şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının amacı, niteliği ve bu dava sonunda verilecek kararın etkileri nazara alındığında, adı geçen şirket yönünden de borçlu konumunda olmasa da haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
Bir sermaye şirketinin iflas erteleme talebinde bulunabilmesi için borca batık olmasının gerekli olduğu, bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekeceği, borca batıklığın tespitinde TTK'nın 376. maddesinde gösterildiği şekilde varlıkların rayiç değerlerinin ve İİK'nın 178/1. maddesinde belirtilen alacakların gerçek değerlerinin göz önünde bulundurulması gerekeceği-
İflasın ertelenmesi davasında ihtiyati tedbir yoluyla "...hiçbir takip işlemi yapılmamasına..." karar verildiği zaman, ayrıca tasrih edilmemiş olsa bile, bir icra takip işlemi olarak 89/1 ihbarnamesinin üçüncü kişiye gönderilmesi ve/veya tebliğ edilmesinin yasaklanmış olduğu-
Her ne kadar iflasın ertelenmesi davası ve bu dava kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı takip borçlusu olan şirket ve kişiler hakkında olmayıp, kendisine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen şikayetçi 3. kişi şirket hakkında ise de; şikayetçi şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının amacı, niteliği ve bu dava sonunda verilecek kararın etkileri nazara alındığında, adı geçen şirket yönünden de borçlu konumunda olmasa dahi haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda mahkemece, şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararında "...davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine..." karar verildiği, nihai kararda borçlu şirket hakkında başlatılacak "...takiplerin durdurulmasına..." karar verilmiş ancak ihtiyati tedbirin davacı şirket yönünden kaldırıldığına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, HMK'nin 397/2. madde gereğince ihtiyati tedbir kararının etkisinin, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği, bu durumda, ilk derece mahkemesince davacı yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar iflasın ertelenmesi davası ve bu dava kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı takip borçlusu olan şirket hakkında olmayıp, kendisine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen şikayetçi üçüncü kişi şirket hakkında ise de; şikayetçi şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının amacı, niteliği ve bu dava sonunda verilecek kararın etkileri nazara alındığında, adı geçen şirket yönünden de borçlu konumunda olmasa dahi haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğinin kabulü gerekeceği-