Davalı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, nispi ticari dava da niteliğinde de olmayan taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İK'nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı İİK 179 ve 6762 s. TTK 324'de öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği- Borçlu şirkete ait tüm ticari defterler ile ticari defterlerin yanı sıra banka hesapları üzerinde inceleme yapılması, ayrıca borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takibi olup olmadığı hususu da araştırılarak, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlar ile borçlu şirkete ait vergi borçları, SGK borçları da dikkate alınarak şirketin pasifine eklenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, şikayet tarihi itibariyle şirket hakkında iflas şartlarının oluşup oluşmadığının bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerektiği- Mümkünse önceki dosyalar birleştirilerek her iki dava dosyasının aynı ticari işletmeyle ilgili olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra aynı ticari işletmeyle ilgili eylemlerin tek suç oluşturacağı gözetilerek buna göre hüküm kurulması gerektiği-
Borçlu şirketin 2009 yılı itibariyle iflasının istenmesi gerektiği anlaşılmakla, şikayet tarihi nazara alındığında İİK. mad. 347 uyarınca 1 yıllık şikayet süresi dolduğundan, müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Dava dışı şirketi hakkında açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmış olması karşısında, dava dışı Anonim Şirketin prim borçlarından dolayı davacıya gönderilen ödeme emirlerinde tedbir tarihi sonrasına ait prim borçları yönünden ihtiyati tedbir kararının 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinde ve 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde belirtilen prim borçlarını ödeyememesinin haklı nedeni teşkil edip etmeyeceği ve davacının bu tarih sonrasına ait Kurum alacağından sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı verilmesinin, 5510 s. K. mad. 88/20'de  geçen “haklı sebep” kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekemediği-
İİK 345/a maddesindeki suç değerlenidirilken; şikayet tarihi itibariyle sanığın, ödeme gücünün ve iflas şartlarının bulunup bulunmadığının tespiti açısından, (bilanço ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, aktif ve pasifinin borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığı ile şirket aleyhine başka icra takipleri bulunup bulunmadığı araştırılıp, defterlerde gösterilmemiş icra takiplerine ilişkin borçların bulunması halinde bunlar da pasife eklenerek) dosya kapsamında toplanılan delillerin bir bütün halinde esas alınması gerektiği-
İİK mad. 345/a uyarınca "sermaye şirketinin iflasını istememek" suçunun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un mad. 179 ve TTK mad. 376'da öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinden hareketle, öncelikle şikayet tarihinden itibaren geriye dönük olarak yakın zamanda borçlu şirkete ait ticari defterlerin temini ile borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takip dosyalarının, Vergi Dairesinden en son kurumlar vergisi beyannameleri ile varsa bilançolarının da getirtilip mevcut borçları da pasife dahil edilerek, ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da incelenmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği- 
Sanığın şikayet dilekçesinde belirtilen adresin ticaret sicil kaydı adresinden farklı olduğu ve hacze gidilen adrese tannmadığı, aynı adreste yapılan zabıta araştırmasında da tanınmadığı,  sanığın ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adresinde zabıta araştırması yapılarak ve sanığın şikayet tarihini kapsar şekilde en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenerek, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği- İİK mad. 345/a uyarınca "sermaye şirketinin iflasını istememek" suçunun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un mad. 179 ve TTK mad. 376'da öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinden hareketle, öncelikle şikayet tarihinden itibaren geriye dönük olarak yakın zamanda borçlu şirkete ait ticari defterlerin temini ile borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takip dosyalarının, Vergi Dairesinden en son kurumlar vergisi beyannameleri ile varsa bilançolarının da getirtilip mevcut borçları da pasife dahil edilerek, ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da incelenmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği- 
Mahkemece, konusunda uzman yeni oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan alınacak raporla, davacı şirketin, son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borca batıklıktan çıkmış olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi borca batıklığın devam ettiğinin tespiti halinde ise; dosyada mevcut raporlar kapsamında iyileştirme projesinde yer almakla birlikte ortaklara ait gayrimenkullerin satılarak şirkete nakdi sermaye olarak konulmadığı, sermaye konulmadığı için inşaat eksikliklerinin giderilmediği, şirketin tek malvarlığı olan tesisin bu nedenle faaliyete geçirilmediği, hisse satışlarının da yapılmadığı nazara alınıp, karar tarihine kadar gerçekleşen değişikliklerde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
Mahkemece, kısa kararın “İflasın şartı oluşmadığından dolayı iflas erteleme talebinin reddine” şeklinde olduğu ayrıca iflas kararı verilmediği; gerekçeli kararda ise bu kez “İflas erteleme koşulları oluşmadığından iflas erteleme talebinin reddine” cümlesi yazıldıktan sonra ikinci maddede davacı şirketin iflasına hükmedilerek kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, bu durumda mahkemece gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-