Alacaklı tarafından ücret ve fazla mesai alacağına yönelik takip yapılmış olup takip kesinleşmiş ve mahkemece iflasın ertelenmesi dosyasında verilen tedbir kararı da işçi alacakları yönünden kaldırılmış olduğundan, alacaklının kesinleşen takipte haciz istemesine hukuken bir engel bulunmadığı-
Prim borcunun ödenmemesinde doğrudan sorumluluğu bulunmayan üst düzey yönetici yönünden iflasın ertelenmesi kararının "haklı neden" oluşturduğu, bu sebeple, iflasın ertelenmesine ilişkin devam eden yargılama sırasında, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının tedbiren durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının iflasın ertelenmesi işlemleri ve haklı sebep kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesine ya da uzatılmasına ilişkin karar şekli anlamda kesinleşmeden erteleme süresinin bir kez daha uzatılmasına karar verilemeyeceği, öte yandan bir sermaye şirketinin borca batıklık bildirimde bulunarak iflasını istemesi durumunda, bu halin mahkemece re'sen tespiti gerektiği, bu tespitin yapılmasında davacının ibraz ettiği delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgili kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce tanzim olunacak raporların da değerlendirilmesi, borca batıklığın tespitinde yalnızca davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerine de özellikle bakılması, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması, borca batıklığın sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama aşamasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de nazara alınarak belirlenmesi, diğer taraftan kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenen görev ve yetkisiyle bunların sınırları ve iflasın ertelenmesine ilişkin talebin mahkemece 2004 sayılı yasanın 166/2.maddesindeki usul ve ilan ve ticaret siciline tescil ettirilmesi gerektiği-
Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra 22.05.2014 tarihinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış ise de; ihtiyati tedbir kararında, icra takibi yapılmamasına veya yapılacak takiplerin iptaline ilişkin bir hüküm mevcut olmayıp, açılmış ve açılacak takiplerin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından mahkemece, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinin, iflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılmış olması karşısında, mahkemece yalnızca icra takiplerinin "durdurulması" ile sınırlı olarak tedbir kararı verildiğinden ve icra hâkimi de mahkemenin vermiş olduğu bu kararı yorumlayamayacağından, tedbir kararından sonra açılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlular aleyhine başlatılan takip ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi olup, iflasın ertlenmesi davasına bakan ticaret mahkemesince verilen tedbir kararında "rehinli takiplerin ihtiyati tedbir kararı kapsamı dışında tutulması" nedeniyle mahkemece icra emrinin iptali istemini reddine karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemece verilen tedbir kararından sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip tarihinden önce iflasın ertelemesi davasına bakan mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı içeriğine göre; anılan karardan sonra, borçlu şirket hakkında icra takibi yapılması ve dolayısıyla haciz uygulanmasının mümkün olmayacağı-
İflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında, özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsadığı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği-
İcra mahkemesi hakiminin, tedbir kararının içeriği ile bağlı olup, ticaret mahkemesinin verdiği tedbir kararını yorumlayamayacağı- Tedbir kararından önce şikayetçi şirket hakkında icra takibine başlanıp, ihtiyati haciz kararı doğrultusunda üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi gönderildiği, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararının ihtiyati haciz uygulamalarını da kapsadığı, tedbir kararının açıklanmasına ilişkin ara karar ile de “İİK. 89 kapsamında tedbir kararından önce haczedilip henüz ödenmemiş olan tutarların davacı şirkete ödenmesine” karar verildiği anlaşıldığından, borçlu şirketin şikayetinin bu yönden kabulü gerekirken yazılı tümüyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olacağı-