Bozma ilamında "iflas erteleme talebinde bulunan şirketin davadan kısa bir süre önce merkezini taşıdığı, bu doğrultuda Ticaret Siciline kaydını yaptırdığı ve Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan yapıldığı, ancak fabrikasının bulunduğu yer, şirketin taşındığı yerde herhangi bir faaliyetin bulunmaması vb. hususlar le birlikte şirketin muamele merkezi değerlendirildiğinde mahkemenin yetkisizliği"ne karar verilmiş olup mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK. mad. 114/1-ç uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan HMK. mad. 115/4 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İflas erteleme istemi-
İflas erteleme talebi aynı zamanda iflas talebini de içerdiğinden iflas erteleme talep eden davacının İİK'nun 160. maddesi gereğince, ilk alacaklar toplantısına kadar olan masrafları ve iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarını, peşin olarak yatırması gerekirken bu hususlara dikkat edilmeden karar verilmesinin yerinde olmadığı-
İflas ertelemesi davasında kayyum olarak atanan davalıların sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın "sadece doğrudan devlet aleyhine açılabileceği" gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- İflas erteleme davası sırasında mahkemece atanan kayyumların HMK’nın 266. maddesinde düzenlenen bilirkişi niteliğinde olmadığı, bu kişilerin sorumluluğuyla ilgili İİK’da hüküm bulunmaması karşısında; kayyımların sorumluluğunun, TMK. mad. 467/II-1 uyarınca vasinin sorumluluğuna ilişkin hükümler kapsamında değerlendirileceği-
İflasın ertelenmesi davasının kamu düzenini ilgilendirmesi karşısında; HMK. mad. 325 uyarınca iflas avansının temini ile gerekli ilanların bu şekilde yapılması gerektiği-
İcra mahkemesi hakiminin, iflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemenin verdiği tedbir kararını yorumlayamayacağı- İhtiyati tedbir kararında, yapılan ve yapılacak tüm takip işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından; mahkemece, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin iptali yerine durdurulmasına karar verilmesi gerektiği, ancak, daha önce borçlunun başvurusu üzerine, icra müdürlüğünce bu tedbir kararı dikkate alınarak takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece, takibin iptali isteminin reddi gerektiği-
İhtiyati tedbir kararında, yapılan ve yapılacak tüm takip işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından; mahkemece, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin iptali yerine durdurulmasına karar verilmesi gerektiği, daha önce borçlunun başvurusu üzerine, icra müdürlüğünce bu tedbir kararı dikkate alınarak takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece, takibin iptali isteminin reddi gerektiği-
Avalist borçlu tacir olmadığından HMK. mad. 17 uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin kendisini bağlamayacağı, ancak bono üzerinde keşide yeri bulunmayan bonoda keşidecinin ad ve soyadının yanındaki yerine göre, borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği- İflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı gözetilerek, mahkemece, borçlunun, tedbir kararı nedeniyle takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetin esasının incelenmesi gerektiği-
Davacı şirket hakkında iflasının açılmış olması ve yasal sonuçlarını doğurmuş bulunması karşısında mahkeme kararının gerekçe kısmına ilave yapılması isteminin sonuca etkili olmadığı-
Dava konusu icra takibinden sonra davalı şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı ile yapılacak takiplerin hangi sebebe dayanırsa dayansın tedbiren durdurulduğundan, mahkemece anılan kararın işbu itirazın iptali davasına etkisi üzerinde durulması gerektiği-