İcra emri tebligatının şikayetçi borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup, mahkemenin bir kısım şikayet yönünden süreden ret kararı yerinde ise de; iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına ilişkin şikayetler, İİK mad. 149 ve 179/a'da düzenlenen yasa hükümlerine ve kamu düzenine aykırılıktan kaynaklanmaları nedeniyle İİK mad. 16/2 gereğince süresiz şikayete tabi olduğundan, ihtiyati tedbir kararı gereğince takip başlatılamayacağı ve zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırılığa ilişkin şikayetlerin süresiz şikayete tabi olduğu nazara alınarak bu şikayetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresinde doğan işçi alacaklarının 209. madde kapsamında kabul edilmesi gerektiği- Takibe konu işçilik alacağının tahakkuk tarihi alacak davasındaki karar tarihi olduğundan ve iflasın ertelenmesi davası devam ederken verilen tedbir kararının tarihine göre, alacağın tahakkuk tarihinin tedbir karar tarihinden önceki bir yıllık süreden önce olduğu anlaşıldığından, alacaklının istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığı-
Davacı şirketin borca batık olup olmadığı hususunda alınan bilirkişi raporunda borca batıklığın kaydi değerlere göre tespit edildiği, rayiç değer araştırması yapılmadığı, kayyım raporlarında ise borca batık olmadığının belirtildiği anlaşıldığından, mahkemece, masrafın HMK'nın 325. maddesinde belirlendiği şekilde karşılanıp öncelikle davacı şirketin rayiç değerlere göre borca batık durumda olup olmadığının uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit ettirilmesi, eğer borca batık olmadığı anlaşılır ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, borca batık olduğunun tespit edilmesi halinde ise iflas kararı verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket hakkında açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı, ihtiyati hacizlerin uygulanmasına engel değil ise de; muhafaza yapılmasına engel olduğundan, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile 27.03.2014 tarihli memurluk işleminin, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin tümden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Asıl borçlunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcu için ipotek tesis edildiğinden (diğer bir deyimle rehinle temin edildiğinden), alacaklı banka tarafından asıl borçlu için ihtiyati haciz talep edilemeyeceği-
İcra müdürlüğü kararına göre; tedbir kararından sonra borçlu şirketin, üçüncü kişiler nezdindeki hakedişleri/alacakları üzerine varsa konulan hacizlerin kaldırılması gerekeceğinden, icra müdürlüğünce, tedbir kararından sonra borçlu şirketin üçüncü kişiler nezdindeki hakedişleri/alacakları üzerine varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
"İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı" ve "ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına" ilişkin şikayetlerin süresiz olarak yapılabileceği-
Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunda, suç teşkil eden fiilin, karşılıksızdır işlemi yapılan çekin keşide edilmesi değil, karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verilmesi olduğu- Karşılıksızdır işleminin, çekin bankaya ibrazı ile yapılacağından, ibrazın ve dolayısıyla da karşılıksızdır işleminin yapıldığı tarihin suç tarihi olduğu- 5941 Sayılı Çek Kanunu'nun 5/2 maddesi uyarınca, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişinin, çek hesabı sahibi olduğu, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesinin, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerin, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü oldukları-
İflas erteleme talebiyle ilgili karar veren mahkemenin 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10/2-c maddesi gereğince araştırma yaparak sadece “tedbir kararlarının kaldırılıp kaldırılmayacağı” hususunda bir karar verilmesinin temini gerektiği-
Tedbir kararında, tedbir kararından sonra takip yapılmasının yasaklanmadığı yalnızca icra takiplerinin "durdurulması" ile sınırlı olarak tedbir kararı verildiği, bu kararın icra mahkemesince yorumlanamayacağı ve tedbir kararından sonra başlatılan takibin hali hazırda icra müdürlüğünce durdurulduğu da göz önüne alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-