Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olmasının gerekeceği-
«Anlaşmalı boşanma» davalarında, eda hükmünü taşıyan infazı mümkün hüküm kurulması gerekeceği–
Yasada öngörülen boşanma nedenlerinden birine dayanmadıkça, fiili ayrılığa dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği–
MK. 166/III’deki anlaşmanın sadece «boşanma ve bunun doğuracağı mâli konuları» kapsayacağı, «yargılama giderleri»ni kapsamayacağı–
Davanın, Medeni Kanuna 3444 sayılı yasa ile eklenen 134/son maddesinden kaynaklanan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma istemine ilişkin olduğu, nafaka ve icra dosyalarının tetkikinden; bir kısım davalı tanıklarının ifadeleri aksine tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere bir araya gelmediklerinin belirlendiği, Medeni Kanun’un 134/son maddesi koşulları gerçekleştiğinden davanın kabulünün gerekeceği-
MK.182 hükmünün uygulama alanının, MK.166/III’de yapılan deği-şiklikle daraldığı ve hakimin ancak MK.346 uyarınca çocukların velayeti konusunda karı-koca arasında yapılan sözleşmeye müdahale edebileceği–
Taraflar dinlenmeden, vekillerinin beyanı üzerine MK.nun 166/III’e göre «anlaşmalı boşanma» kararı verilemeyeceği– MK.nun 166/III’e göre boşanmaya karar verilebilmesi için, tarafların mutlaka duruşmada hazır bulunmalarının zorunlu olduğu-