Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) alması gerektiği-
Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaması gerekeceği-
Tanık listesinde gösterilmemiş olan kimselerin şahit olarak dinlenemeyeceği ve ikinci tanık listesi verilemeyeceği- İkinci listede yer alan tanıkların beyanlarının hükme esas alınamayacağı-
Eşlerin anlaşmaları sonucu boşanmalarına karar verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek, iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasına bağlı olduğunu, hakimin anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabileceği, bu değişikliğin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya karar verileceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerektiği (TMK. mad. 175)-  Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşıldığından boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği ( TMK. mad. 174/1)-
Davalı akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmış kendisine vasi atanmış; davalının davranışları iradi olmadığından kusurundan söz edilemeyeceği; akıl hastalığına (TMK.md.165) dayalı bir dava da bulunmadığından Türk Medeni Kanununun 166.maddesine dayalı olarak açılan davanın reddi gerekeceği-
Kadın 27.09.2007 tarihinde açtığı boşanma davasından 19.09.2008 tarihinde feragat etmiş olduğundan, feragatten önceki olaylar nedeniyle kocaya kusur izafe edilemeyeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174)- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata karar verilmesinin gerektiği-