Davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Ailesinin evliliğe müdahalesine kayıtsız kaldığı, eşini ölümle tehdit ederek evden kovduğu ve birlik görevlerini yerine getirmediği gerçekleşen davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda daha ziyade kusurlu bulunduğu-
Davalı tanıklarının beyanlarından davalının başka bir kadını müşterek eve kuma olarak getirdiği, bu kadının dört ay sonra evden ayrıldığı ve taraflar evlilik birliğini devam ettirdiklerinden hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda aşırı borçlanıp, birlik görevini yerine getirmeyen davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu-
Fiili ayrılığın başlı başına boşanma sebebi olmadığı-
Davalı kadının eşine hakaret edip onun kolunu ısırmasına karşılık davacı kocanın eşine şiddet uygulayıp hakaret ettiği, onu tehdit ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kocanın daha fazla kusurlu bulunduğu-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-