Az kusurlu olan davacı-davalı kadının kendisinin de boşanma davası açması karşısında, boşanmaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davalı-davacı kocanın boşanma davasını kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kocanın, davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılması üzerine davacı kocanın talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekeceği-
İhtar tebliği üzerine boşanma davası açılabilmesi için, dürüstlük kuralı gereği dava açılmasını haklı kılan başka sebeplerin ve olguların da bulunması gerekeceği-
Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi gösteren beyanlarına gösteren herhangi bir delil veya olgunu olmadığı, olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilmesi gerekeceği-
Kişisel ilişki takdirinde, hakimin taraflardan kabul ettikleri bir düzenleme istemesi, kabul edilen düzenlemeyi uygun bulması veya gerekli gördüğü değişikliğin taraflarca kabulü halinde buna uygun kişisel ilişki düzenlemesine gitmesi gerekeceği-
Protokol, hakim tarafından tasdik edilmemesi halinde içerisinde yer alan gayrimenkul temlik taahhüdünün resmi şekil vasfını almamış sayılacağı-
Kocanın eşine fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle, ortak hayatın temelinden sarsıldığı ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu-
Davalı-davacı kadının sadakatsiz davranışlar sergilediği, davacı-davalı kocanın da düzenli işte çalışmayıp birlik görevlerini ihmal etiği, ortak hayatın temelinden sarsıldığı ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğunu kabulü gerekeceği-
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yıllık fiili ayrılık süresi sonunda evlilik birliğinin yeniden kurulamaması halinde tarafların TMK. m.166 gereğince boşanmalarına karar verilmesi gerekeceği-
Tanıkların davacıdan aktardıkları olayların sabit kabul edilemeyeceği-