Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği-
Davalı-davacı kadının mahkemece sabit kabul edilen kusurlarına karşılık, davalı-davacı kocanın da birlik görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle, davalı-davacı kadının da davasının kabulü gerekeceği-
Davacı-karşı davalı (koca)'nın, hastalanıp onbeş gün süreyle yatarak tedavi gören eşiyle, haber verildiği halde ilgilenmediği, ortak çocuklarının annesine fiziki şiddet uygulamasına göz yumduğu, çocuklarıyla birlik olup, eşini aileden dışlayıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu, çocukları annelerinden uzaklaştırması nedeniyle, kadın da dava açmakta haklı olması gerekeceği-
Davacı, dava dilekçesinde daha önce açtığı boşanma reddedildiğini bu karardan sonra davalıyla bir araya gelmediklerini belirterek boşanma talep etmiş olup, bu istek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanmaya ilişkin olduğundan, mahkemece davacının dayandığı mahkeme dosyasının da getirtilip incelenmesi ve toplanan delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmakta olup boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiş olduğundan, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşine birçok kez fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve güven sarsıcı davranışlarda bulunması nedeniyle birliğin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalının birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmakta olup davacı dava açmakta haklı olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının birlik görevlerini ihmal ettiği ve kocasına aşağılama içeren sözler söylediği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da birlik görevlerini ihmal ettiği, eşini ortak çocuğunu göstermemekle tehdit ettiği anlaşılmakta olup tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilerek davalı-davacı kadının karşı boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluştuğundan karşı boşanma davası da kabul edilmek suretiyle boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların anlaşmalı boşanmaya esas duruşmadaki beyanlarında birlikte imzalayıp sundukları protokoldeki malvarlığı paylaşım maddesini değiştirerek (2) parça taşınmazın davacı tarafından davalıya devir ve temlik edilmesi konusunda anlaştıklarından, mahkemece verilen kararda bu hususa yer verilmesi gerekeceği-
Davalı kocanın eşini ve çocuğunu istemediği ve bir başka kadınla birlikte yaşadığı anlaşılmakta olup olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklı olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilmesi gerekeceği-