Taraflardan birinin eşine küsüp on üç ay boyunca onunla konuşmadığı ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği-
Kocanın birlik görevlerini ihmal etmesinin ve eşine sürekli şiddet içeren eylemlerde bulunmasının, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğunun kabulü ve boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, eşini ve kayınvalidesini tehdit ettiği ve "ben bu pis köyde durmam" diyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı, bunun üzerine davacının ailesinin de davalının ailesine "gelin kızınızı götürün" dediği,evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabul edilmesi ve bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün olmadığı-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği-
Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması halinde, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı, bir yıllık yasal sürenin dolmadığı, davalı taraf 2. celsedeki sözlü beyanında davayı kabul etmiş olduğunu beyan etse de boşanmanın mali sonuçları hakkında taraflarca kabul edilen bir düzenleme olmadığı, mahkemece TMK 166/III 'e göre değil, TMK 166/II'ye göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Kocanın, eşine şiddet uygulaması, hakaret etmesi ve barışmadığı takdirde insan içerisine çıkamayacak şekilde iftira edeceğini söyleyerek tehdit etmesi halinde, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu ve boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerektiği-
Kadının birlik görevlerini yapmadığı, eşine hakaret ettiği ve onu aşağıladığı, buna karşılık davacı-davalı kocanın da eşine küfür ettiği ve şiddet uyguladığı durumlarda eşler arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğunun kabul edileceği-
Davalı kocanın, fiili ayrılık döneminde eşinin üzerine yürüdüğü, "seni öldüreceğim" diyerek eşini tehdit ettiği,bu olaydan sonra tarafların yeniden bir araya gelmedikleri, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğunun kabulü gerekeceği-
Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığının olması gerekeceği-