22. HD. 06.02.2019 T. E: 2017/19809, K: 2467-
Mahkemece gerekçeli kararda dosya içerisine sunulan belgelerin ve takip dosyasının özetine yer verilmiş, ancak tarafların iddia ve savunmalarının tartışılıp değerlendirilmediği gibi hangi gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği de açıklanmamış olduğundan ve miktar belirtilmeksizin infazda sorun yaratacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olduğundan kararın bozulması gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. (Mülga HUMK'un 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada dosyaya iki kök rapor ve iki ek rapor alındıktan sonra, verilen kararın gerekçesinde hangi rapora itibarla karar verildiği ve diğer raporlara itibar edilmeme sebepleri hususunda her hangi bir açıklama yapılmadan karar tesis edilmiş olması kararların gerekçeli olması kuralına aykırılık teşkil ettiği- Davacının dava dilekçesinde talep ettiği istirdat talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesini hatalı olduğu-
Davacı üçüncü kişi şirket tarafından birleşen dava konusu hacze yönelik İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı olarak ........ İcra Hukuk Mahkemesi'nin .......... Esas sayılı dosyası ile açılan istihkak davasının ............. tarihinde iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmekle birlikte birleşen davaya yönelik mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bozma ilamından sonra tesis edilen hükümde, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve aylık ücret alacaklarına yönelik talepler bakımından hüküm sonucu tesis edilmemesi HMK mad. 297 aykırı olduğu- Taraflar arasındaki, aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlığın çözümünde, yapılan emsal ücret araştırmasının yetersiz olması nedeniyle, emsal ücret araştırması genişletilerek, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ile işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceğinin araştırılması gerektiği, ardından tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlık çözüme kavuşturulması gerektiği- Davacının dini bayram tatillerinde çalışmadığının kabul edilmesine göre, fazla çalışma ücreti alacağı hesabında, dini bayram tatil günlerinin hesaptan dışlanması gerekliliğine dikkat edilmemesi hatalı olduğu-
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı- Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar, ayar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterileceği, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazında güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği-
Mahkemece davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar lehine hükmolunan iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, ancak artışın hangi tarihten itibaren yapılacağının hükümde belirtilmediği, hükmün kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık ve infazda güçlük çıkarmayacak biçimde kurulması gerekeceği-
Ecrimisil isteğine ilişkin davada; hangi yıllar için ne miktarda ecrimisile karar verildiği ve faiz başlangıç tarihleri infaza olanak verecek şekilde hüküm yerinde belirtilmeden 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesine aykırı karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
Davacı iş sözleşmesini maaşların geç yatırılması ve fazla mesailerin ödenmemesi sebebiyle haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının talep ettiği ve mahkemece davacının fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının kabulüne ücret alacağı talebinin ise reddine karar verdiği davada, kararın gerekçesinde iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacak şekilde son bulduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, bu nedenle davacının iş sözleşmesini İş Kanunu’nun 24/II-e bendi gereğince haklı sebeple feshettiği ifade edilmiş olup, mahkemece talep konusu olmadığı halde feshe ve kıdem tazminatına yönelik olarak hüküm kurulması yerinde olmadığı-