Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında, bilirkişi raporunun denetlenerek benimsendiği ve hükme esas teşkil ettirildiği belirtildikten sonra hüküm kısmında, gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturur şekilde davanın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumun bozmayı gerektirdiği-
Her ne kadar ilk derece mahkemesinin gerekçesinde takibe ve takibin iptaline yönelik olarak ileri sürülen iddialarla ilgili değerlendirmelere yer verilmiş ise de, hüküm fıkrasında bu şikayete ilişkin hüküm kurulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görüldüğünden, ilk derece mahkemesince, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçluların takibin iptali yönündeki talepleri yönünden de hüküm kurulması gerekeceği-
Meskeniyet şikayetiyle ilgili davada mahkemece verilen kararda meskeniyet iddiası ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmadan gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmesinin yargıda açıklık ve netlik prensibine uygun olmadığı- Mahkeme kararlarının gerekçeli olmalı ve infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olması gerektiği-
İstinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemenin gerekçeli kararında, davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin hiçbir gerekçe belirtmediği, bu hususun gerekçede tartışılmadığı, bu şekilde davacı kadının ziynet alacağı davası yönünden gerekçesiz karar oluşturulmasının usule ve kanuna aykırı olduğu-
Gerçekleşen duruma göre, talep edilen ziynetler yönünden sadece iadeye hükmedilmesi gerekirken, mahkemece talep ile bağlı kalınmayarak iade olmadığı taktirde bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğu, mahcuzların borçlu şirketin faaliyet alını içinde bulunduğu, tanık beyanları, tebligat adresleri, haciz yapılan yerin ismi dikkate alındığında haciz yapılan malların borçlu şirkete ait olduğu belirtilmesine rağmen, üçüncü kişinin davasının kabulü yönünde ve istihkak iddiasının reddine, takibin devamına şeklinde karar verilmesinin açıkça çelişkili olduğu- Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmasının;Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı ve adil yargılanma hakkı prensibine aykırı olduğu-