Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik bilgileri, aile kütüğünde kayıtlı oldukları yer bilgileri ve evlilik içinde doğmuş çocukların kimlik bilgilerine yer verilmesi gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu-
Mahkemece, kurulan hükümde davacının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmamış olup bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
HMK. mad. 320/1'de “mümkün olan hallerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmiş olup, mahkemece, re'sen delil toplanmakla, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü  gerektiği ve dosya üzerinden karar verilebilmesi “mümkün olan hal” söz konusu olmadığından, davalıya hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan, taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verilmesinin isabetsiz olduğu- "Tüketicinin kullandığı kredi sebebiyle masraf adı altında yapılan kesintilerin iadesi"ne ilişkin basit yargılama usulüne tâbi davada mahkemenin dosya üzerinden karar vermesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece, kurulan hükümde davacı-davalının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmamış olup bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Hüküm kısmında hangi alacak kaleminden ne kadar indirim yapıldığı açıklanmadığı gibi bilirkişi raporlarında yer almayan miktarda iptal kararı verilmek sureti ile çelişki oluşturulmuş ve infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde hüküm kurulmuş olduğundan, hükmün bozulması gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi-
Mahkemece kurulan hükümde tarafların doğum yeri ve tarihi ile baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerine yer verilmemiş olup infazda duraksamaya yol açacak şekilde, Nüfus Hizmetleri Kanununun 27. maddesi hükmüne aykırı hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Yerel mahkeme kararının gerekçesinde, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklamanın yapılmadığı, bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı-