1. HD. 08.05.2017 T. E: 2015/3550, K: 2383-
HMK. mad. 297/1-c uyarınca, bir gerekçeli karar mevcut değil iken, tashih şerhiyle bu usuli eksikliğin giderilmesinin olanaksız olduğu-
HMK'nın 297. maddesi ışığında, birleşen davanın gerekçeli kararda gösterilmesi ve hüküm fıkrasında asıl ve birleşen dava ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği sebebiyle mahkemece verilen kararın bozulması gerekeceği-
Tazminat davası-
Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalar olduğundan, mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesinin ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Borçlu hakkında genel haciz yoluyla başlatılan takibe vaki borçlunun itirazının kaldırılmasına ilişkin mahkemenin kısa kararının, gerekçeli karar yazılmadan, alacaklı vekili tarafından icra müdürlüğüne ibrazı üzerine, borçlu tarafça, alacaklının haciz talebinin kabulüne ilişkin olarak icra müdürlüğünce verilen kararın iptali ile uygulanan hacizlerin kaldırılmasının istendiği, mahkemece; "Davacının şikayetinin kabulüne" şeklinde hüküm kurmakla yetinildiği görüldüğünden, HMK'nun 297. ve 294. maddelerinde açıklanan ilkeler çerçevesinde yasanın öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı için mahkemece yapılacak işin; dilekçedeki istemler dikkate alınarak infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde ve yasanın aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Mahkemece HMK.'nun 297. maddesinde açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası yerine, sadece "Davanın kabulüne" şeklinde hüküm kurmakla yetinildiği, bu durumda, HMK.nun 297. maddesinde açıklanan ilkeler çerçevesinde yasanın öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı için mahkemece yapılacak işin; dilekçedeki istemler dikkate alınarak infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde ve yasanın aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Tazminat davası-
Gerekçesiz karar oluşturulmasının usule aykırı olduğu-
Mahkemece, borçlunun imzaya itiraz yanında ileri sürdüğü faiz istemine, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca itirazı incelenmeksizin ve herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeksizin bu itirazları da kapsar biçimde “davanın reddi” yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-