Mahkemece, kurulan hükümde tarafların doğum yeri ve tarihi ile baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerine yer verilmemiş olup infazda duraksamaya yol açacak şekilde, Nüfus Hizmetleri Kanununun 27. maddesi hükmüne aykırı olarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, hüküm fıkrasının (2) nolu bendinde; ".......... İcra Müdürlüğü'nün ........ Esas sayılı dosyasında dosya kapak hesabı olarak bilirkişinin 23/05/2016 tarihli raporunun esas alınmasına" şeklinde karar verildiği, ancak takip borçlusunun borçlu olup olmadığı, şayet borçlu ise borç miktarının ne kadar olduğu açıkça belirtilmediği, bu hali ile hüküm fıkrasının infazda tereddütlere yol açacak şekilde oluşturulduğu, başka bir anlatımla, HMK.'nun 297. maddesinde açıklanan ilkeler çerçevesinde ve yasanın öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı-
Mahkemece; asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği-
Temerrüt nedeniyle tahliye ve kira alacağının tahsili istemi-
Gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece bilirkişinin yazılı belgelere ve tanık beyanlarına göre alternatifli yaptığı fazla çalışma alacağının yazılı belgelere göre yapılan kısmının hükme esas alındığı anlaşıldığından yazılı belgelere dayanılarak yapılan hesaplama üzerinden artık takdiri indirim yapılmasının mümkün olmadığı-
Tapu iptali ve tescil davası bozma ilamına uyularak-
Erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmişse de, taraflara yüklenen kusurlu davranışlar ve boşanmaya ilişkin gerekçeler karar yerinde gösterilmemiş olup gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece kurulan hükümde davacı-davalının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmamış olmasının isabetsiz olduğu-
Erkeğin annesinin davacı-karşı davalı kadına ve ailesine hakaret ettiği, kadının da eşinin ailesi ile görüşmesini istemediği, eşinin ailesine hakaret ettiği anlaşıldığından, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Çeyiz eşyası davasının kısmen kabulüne karar verilmişse de, verilen kararda aynen, olmadığı takdirde bedeline hükmedilen çeyiz eşyalarının markaları, modelleri belli olmadığı gibi bedelleri de yer almadığından, müphem ve infazı mümkün bulunmayacak şekilde kurulan bu hükmün usul ve kanuna aykırı olduğu- Kişisel eşya talebinde de bulunulmasına karşın, bu istek hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu- Kişisel eşya isteğinin açıklanması (HMK. mad. 31) ve bu isteğe ilişkin harcın yatırılması için süre verilerek bu istek hakkında bir karar verilmesi gerektiği-