Tarafların ve davaya katılanların kimliklerinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Usul hukukunda yer almamakla birlikte, uygulamada tefhimden sonra temyiz süre tutum dilekçesi veya kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararın temyiz edildiği hallerde kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanılması mümkün olduğundan gerekçeli kararın bu hallerde de taraflara tebliği gerektiği- Temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunma hakkının tanınması gerektiği- Direnme kararı ile temyiz eden davacı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin de, tasfiye komisyonu memurlarına tebliğ edilmesi gerektiği-
Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, hükmün sonuç kısmında taleplerden her bir hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Şikayetçilerin Sulh Hukuk Mahkemesine başvuruları; ortaklığın giderilmesi davasından bağımsız olarak tesis edilen satış memurluğunun işlemi ile ilgili şikayet niteliğinde olduğundan; mahkemece, şikayet başvurusunun, ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasından ayrı bir esasa kaydedilerek görülmesi gerekeceği-
Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerektiği- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK. mad. 298/3 uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK. mad. 294/3 hükmünde öngörülen biçimde tefhim etmesi gerektiği-