22. HD. 25.03.2019 T. E: 2017/20964, K: 6510-
Dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı esas alınarak, davacının terditli şekilde ileri sürmüş olduğu taraf değişikliği talebinin, gerek asıl dava gerekse de birleşen dava yönünden, açık bir şekilde ara karar tesis edilmesi suretiyle kabul edilmesi, davanın tarafı olmaktan çıkartılacak şirketin kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermediği dikkate alınarak, 6100 sayılı Kanun’un 124. maddesine göre lehine yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği-
22.HD. tarafından davacının kesintisiz çalışmasını ispat edemediği, bu nedenle davacının çalışma süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına itibar edilerek belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulma sonrasında, yerel mahkeme tarafından bozmaya uyulduğundan davacının davalıya teklif etmiş olduğu yeminin davalı tarafından eda edilmemesi nedeni ile davacının çalışmasının kesintisiz olduğunun kabulünün, davalı lehine oluşmuş usulü müktesap hakkın ihlali niteliğinde olduğu-
Davacının çalıştığı okulun vakfa mı şirkete mi ait olduğunun açıklığa kavuşturulması gerekeceği, davalı vakıf ve adı geçen şirket arasında asıl işveren-alt işveren, iş yeri devri veya iş sözleşmesinin devri gibi bir hukuki ilişki bulunup bulunmadığı araştırılıp ortaya konulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunması olduğundan, tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı ile yapılan işin kanun kapsamına girip girmediğinin araştırılması gerektiği- Çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabileceği- Tanıkların, hizmet tespiti istenen tarihte, iş yeri veya komşu iş yeri sigortalısı ya da işvereni olup olmadıklarının araştırılması, davalı Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi iş yerinden yapılmış olduğu da sorularak, elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediğinin de irdelenmesi, iş yerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanların kontrol edilmesi gerektiği- Hizmet tespitine yönelik olarak açılan dava kamu düzenini ilgilendirdiğinden HMK’nın 124’üncü maddesinde düzenlenen ‘Tarafta İradi Değişiklik’ durumunun dava konusu olayda uygulanamayacağı-
İl Müdürlüğü'nün, Bakanlıktan ayrı bir tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyetinin bulunmadığı, esasen davacının kabul edilebilir yanılgısı nedeniyle temsilcide hataya düştüğü anlaşılmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesine göre davanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmesi, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği delillerin toplanması ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Dosyada yapılması gereken taraf değişikilği, dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve karşı tarafın rızasının aranmadığı taraf değişikliği niteliğinde olduğundan, mahkemece Kardeşler adı geçen şirkete dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu-
İş ortaklığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığı gibi ortaklığı oluşturan şirketler tüzel kişiliklerini koruduğundan, dava dilekçesinin ayrı ayrı iş ortaklığını oluşturan şirketlere tebliğ edilmesinin ve taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanmasının gerekli olduğu-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2016/6013, K: 4184-
Dava dilekçesinde S.K.'nun davacı olarak ismi yazılmış ise de dava dilekçesine eklenen vekaletnamede davacılardan Ö.K.'in de davacı olarak gösterilmek istendiği ancak sehven S.K.'nun yazıldığının anlaşılması üzerine bu hatanın davacı tarafından da HMK 124.maddesi gereğince düzeltildiği anlaşıldığından taraf teşkilinde bir usulsüzlük bulunmadığı- Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-