28/06/2016 tarihli "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması" hükümleri karşısında, mahkemece; davaya konu Mavi Marmara olayı (Konvoy Hadisesi) ile ilgili olarak İsrail Devleti aleyhine yapılmış eldeki tazminat talebi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 124/2. maddesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Hazinesi'ni davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre verilmesi ve dahil edildiği takdirde temyiz aşamasında yürürlüğe giren anılan anlaşmanın tüm maddelerini birlikte değerlendirerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de davacının, komşu ......... parsel saylı taşınmazın kendisine ait ......... parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğu düşüncesi ile tapu malikinin eşi olan davalıya karşı müdahalenin men'i davasını açtığı, davacının, malik ile birlikte yaşayan davalıya husumet yöneltmesinin HMK' nin 124. maddesi kapsamında maddi hatadan kaynaklandığı, bu durumda mahkemece HMK'nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmadığından davalının eşinin davalı olarak gösterilerek taraf teşkiline izin verilmesi gerekeceği-
Dava konusu tazminat iddiasının temeli sözleşmenin ayıplı ifası nedenine ve bu hakkın devamı olarak tüketiciye tanınan seçimlik yetkilere dayandığından site yönetimine kat malikleri kurulunca yetki verilmiş olması, somut olay bakımından, yönetimin dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulüne yeterli sayılamayacağı- Bu yöndeki bir davanın, Özel Daire kararında da işaret edildiği üzere, ancak kat maliklerince açılabileceği- 
SGK aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği (5510 s. K. mad. 88/17)- Hakkında icra takibi yapılmamış olan ve itirazın iptali davasında davalı olarak gösterilmeyen Sağlık Bakanlığının, davalı-borçlu SGK vekilinin talebi üzerine davaya dahil edilmesinin hatalı olduğu, davada taraf değişikliğine ilişkin HMK'nun 124. maddesinin de bu durumda uygulanamayacağı- 
Taraf olarak gösterilmeyen zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı dahili davalı şirketin davada taraf sıfatı taşımadığı, dahili davalı konumundaki sigorta şirketi hakkında hüküm kurulamayacağı-
20. HD. 11.12.2019 T. E: 2017/7106, K: 7357-
Avukatlık Kanununun 35/A maddesi uyarınca düzenlenen protokolde yer alan taraf edimlerinin koşula bağlanmış olması halinde, bu protokolün ilamlı icra takibi yoluyla infaz kabiliyetinin bulunmadığı ve icra mahkemesinin şikayet üzerine vereceği kararlarda bu hususu resen gözetmesi gerektiği- Alacaklının, borçlu tarafı maddi hata sonucu dosyada yanlış göstermesinin iradi taraf değişikliği ile çözüme kavuşabilecek bir sorun olmasına rağmen, alacaklı tarafın bu yönde bir talebinin olmaması üzerine takip işlemlerinin şikayetçi borçlu şirket aleyhinde yürütülmesinin hukuka aykırı olduğu-
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye muhtıra ve müteakiben satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, alacaklı tarafından, ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan muhtıra ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığı-
Dava dışı sigortalı şirketin davacı sigorta şirketine başvuru yaparken üst katlarında bulunan dava dışı şirketin ortağına ait ofiste su kesintisinden dolayı hasar talebinde bulunması, sigorta şirketi eksper raporunda sigortalının üst katındaki dava dışı firmaya ait spiral borusunun patlamasından söz edilmesi, üçüncü kişiler arasında düzenlenen kira sözleşmesinin davacı tarafından bilinmesi ve kolayca ulaşılma imkanının olmaması nazara alınınca, hasar tarihinde hasar sorumlusu daire kiracısının başkası olduğunun dava sırasında anlaşılması kabul edilebilir bir yanılgı olup HMK 124. maddesi gereğince iradi taraf değişikliği talebinin kabul edilmesi gerekeceği-
Davacı vekili davalının ölü olduğunu bilmediğinden davacının ölü kişiye karşı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği, bu nedenle, HMK 124. maddesi gereği davaya dahil edilen davalı mirasçılarına karşı yöneltilen davada işin esasına girilip inceleme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, davacı tarafın davasını 6100 sayılı HMK'nın 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açtığının dava dilekçesinde belirtildiği gerekçesiyle dava, hukuki yarar yokluğu nedeniyle de reddedilmiş ise de, dava dilekçesinde böyle bir ibarenin bulunmaması ve davanın kısmi dava olarak açılması göz önüne alındığında mahkemenin davacının hukuki yararının yokluğu nedeniyle red gerekçesinin doğru olmadığı-