Dava açılırken taraf teşkili sağlanmamış ise de; paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu HMK'nun 124. maddesinde belirtilen tarafta iradi değişiklik durumunun bulunmadığı ve bu sebeple davalının taraf eklenmesine rızasının gerekmediği gözetilerek; davacı tarafa bu konuda süre ve imkan tanınması gerekirken, mahkemece taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, mahkemece ; taraf teşkilinin sağlandıktan sonra, tapu maliki davaya katıldığı takdirde delillerin sunulması konusunda kendisine süre ve imkan tanınması, savunmalar doğrultusunda delillerin toplanması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek istek hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu- Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hakimin izniyle taraf değişikliği yapılabileceği- İradi taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradi taraf değişikliğinin yapılmasının mümkün olduğu-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında vekalet ilişkisinin ölüm nedeniyle sona erdiği bu sebeple yapılan işlemlerin geçerli olmadığı, ..... İcra Müdürlüğü'nün ...... Esas sayılı icra dosyasına konu alacağın temlik edilmesinden dolayı haczin mümkün olmadığı, İİK'nun 78, 106 ve 110 maddeleri gereğince takip ve haczin düştüğü, takibin durdurulması ve haczin fekki taleplerinin İcra Müdürlüğünce ret edildiği, vekalet ücreti alacağının da (rüçhanlı alacaklardan olduğu ve) haczedilemeyeceği yönünde de şikayetlerinin bulunduğu, İcra Mahkemesi'nce bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, mahkemece, anılan şikayetler değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılardan asıl işveren, Bakanlık nezdinde dava dışı alt işveren şirketi nezdinde çalışırken iş akdi feshedilen davacı muvazaa iddiasında bulunmadan, daha sonra işi alan ancak iş ilişkisi kurulmayan davalı Temizlik Şirketine dava açmış, mahkemece muvazaa iddiası olmadığı ve bu yönde asıl alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna veya asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarını taşımadığı yönünde delil bulunmadığı halde muvazaa kabul edilerek davalı asıl işveren Bakanlık aleyhine feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, diğer davalı şirkette çalışmadığı gerekçesi ile o davalı yönünden ise husumetten reddine karar verilmiş olup, asıl-alt işveren ilişkisinin yardımcı iş niteliğinde olan temizlik işinin verilmesi ve muvazaa olguları kanıtlanmadığından muvazaa kabul edilerek asıl işveren Bakanlık işyerine işe iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu- İş sözleşmesini fesheden son alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketi olduğundan ve muvazaa iddiası olmadığına ve fesheden işveren konusunda davacı taraf yanılmış olacağından, dava dilekçesinin HMK. mad. 124 uyarınca fesheden alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketine tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçıları hakkında takip yapılamayacağı- Borçlunun takip öncesinde vefat ettiğinin anlaşılması ile mahkemece alacaklıya verilen süre neticesinde, 3 aylık süre dolmadan, mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulduğu, bu hali ile yapılan talebin İİK'nun 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği ve bu aykırılığın kamu düzeni ile ilgili olduğu, süresiz şikayete tâbi olduğu- Mahkemece, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re'sen dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırılmalarının, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı hale getirmeyeceği, sadece başka işte çalıştırılan işçi açısında asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği- 6100 sayılı HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakimin karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği-
Dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakimin karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği, dosya içeriğine göre davalı asıl işveren ile dahili davalı alt işveren arasında teknik personel çalıştırma hizmetine yönelik sözleşme olmasına rağmen, davacının bu hizmet dışında dekan şoförü olarak çalıştığı, davacı yönünden asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmadığı, davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren davalı üniversite işçisi sayılması gerektiğinin ortada olduğu-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğundan, alacaklının, HMK. mad. 124/3-4 uyarınca, taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltebileceği, bu durumda, alacaklı vekili tarafından, ek takip talebi düzenlenerek, takibin usulünce mirasçılara yöneltilmesinin istenmesi gerektiği- Borçlunun takipten önce vefat ettiği öğrenildiğinde, murisin mirasçılarına icra emri tebliği gerekirken, sadece kıymet takdir raporunun tebliği ile yetinilmiş olduğu anlaşıldığından ve yapılan tebliğ işleminin icra emri tebliğ işleminin yerine geçemeyeceğinden, buna bağlı olarak da satış isteme süresinin başlamayacağı, icra müdürlüğünün, İİK. mad. 150/e uyarınca satış isteme süresinin düşmesi kararının yerinde olmadığı-
Müdahalenin meni ile kaçak yapının yıkımı davasında, usul hukukumuzda davaya dahil-edilme diye bir müessese bulunmayıp, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği gibi, hakkında hüküm kurulmasına da olanak bulunmadığı-
Davadaki iddia ve isteğe göre kayıt malikine kayyım atanıp atanmadığının araştırılması, çekişme konusu taşınmaz malikinin kayyımla temsil edilmediğinin tespiti halinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi de dikkate alınarak; davacıya 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca mahallin en büyük mal memurunun kayyım atanması için vesayet makamından talepte bulunmak üzere süre verilmesi, vesayet makamınca verilecek karar uyarınca atanan kayyım davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi ve işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme davanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadan, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-