Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davalarının kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığı, bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanının sınırlı olduğu, muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davası mevcut ise o davanın yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu maliklerinin veya tapu kayıt malikinin mirasçılarının, kamulaştırma söz konusu ise kamulaştırılan taşınmaz maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olarak yer almalarının zorunlu olduğu-
Borçlunun itiraz dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken şirketin temsilcisi olduğu, icra dosyasında alacaklının adı geçen şirket olduğu, bu durumda, incelemeye konu takip dosyasında alacaklı tarafın belli olduğu ve yanlışlıkla temsilcisinin davacı gösterilmesi maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığından, alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yaparak bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
Davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı taraf olarak sadece davalı şirketleri gösterdiği ve davalılar vekilinin 1. celsede “ davanın .. Üniversitesi’ne ihbarını” talep ettiği, ardından davacı vekilinin talebi üzerine de Üniversitenin davaya dahil edildiği anlaşılmışsa da, HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakim karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebilieceği- Davacı vekilinin dava dilekçesinde; sadece davalı şirketleri taraf olarak göstermesi yanılma olmadığından, yargılama sürecinde davaya dahil edilerek gerekçeli kararda dahili davalı olarak gösterilen ve aleyhine hüküm kurulan Üniversite aleyhine usulüne uygun açılmış davadan söz edilemeyeceği-
Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmadığından; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res'en dikkate alınması gerektiği; bu nedenlerle hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan kişinin dahili davalı konumundaki kişi hakkında hüküm kurulmayacağı-
Alacaklı tarafından tüzel kişiliği olmayan Hava Lojistik Komutanlığı’nın bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığı yerine Hava Lojistik Komutanlığı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
Dava açılırken taraf teşkili sağlanmamış ise de; paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu HMK'nun 124. maddesinde belirtilen tarafta iradi değişiklik durumunun bulunmadığı ve bu sebeple davalının taraf eklenmesine rızasının gerekmediği gözetilerek; davacı tarafa bu konuda süre ve imkan tanınması gerekirken, mahkemece taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, mahkemece ; taraf teşkilinin sağlandıktan sonra, tapu maliki davaya katıldığı takdirde delillerin sunulması konusunda kendisine süre ve imkan tanınması, savunmalar doğrultusunda delillerin toplanması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek istek hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu- Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hakimin izniyle taraf değişikliği yapılabileceği- İradi taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradi taraf değişikliğinin yapılmasının mümkün olduğu-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında vekalet ilişkisinin ölüm nedeniyle sona erdiği bu sebeple yapılan işlemlerin geçerli olmadığı, ..... İcra Müdürlüğü'nün ...... Esas sayılı icra dosyasına konu alacağın temlik edilmesinden dolayı haczin mümkün olmadığı, İİK'nun 78, 106 ve 110 maddeleri gereğince takip ve haczin düştüğü, takibin durdurulması ve haczin fekki taleplerinin İcra Müdürlüğünce ret edildiği, vekalet ücreti alacağının da (rüçhanlı alacaklardan olduğu ve) haczedilemeyeceği yönünde de şikayetlerinin bulunduğu, İcra Mahkemesi'nce bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, mahkemece, anılan şikayetler değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılardan asıl işveren, Bakanlık nezdinde dava dışı alt işveren şirketi nezdinde çalışırken iş akdi feshedilen davacı muvazaa iddiasında bulunmadan, daha sonra işi alan ancak iş ilişkisi kurulmayan davalı Temizlik Şirketine dava açmış, mahkemece muvazaa iddiası olmadığı ve bu yönde asıl alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna veya asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarını taşımadığı yönünde delil bulunmadığı halde muvazaa kabul edilerek davalı asıl işveren Bakanlık aleyhine feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, diğer davalı şirkette çalışmadığı gerekçesi ile o davalı yönünden ise husumetten reddine karar verilmiş olup, asıl-alt işveren ilişkisinin yardımcı iş niteliğinde olan temizlik işinin verilmesi ve muvazaa olguları kanıtlanmadığından muvazaa kabul edilerek asıl işveren Bakanlık işyerine işe iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu- İş sözleşmesini fesheden son alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketi olduğundan ve muvazaa iddiası olmadığına ve fesheden işveren konusunda davacı taraf yanılmış olacağından, dava dilekçesinin HMK. mad. 124 uyarınca fesheden alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketine tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçıları hakkında takip yapılamayacağı- Borçlunun takip öncesinde vefat ettiğinin anlaşılması ile mahkemece alacaklıya verilen süre neticesinde, 3 aylık süre dolmadan, mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulduğu, bu hali ile yapılan talebin İİK'nun 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği ve bu aykırılığın kamu düzeni ile ilgili olduğu, süresiz şikayete tâbi olduğu- Mahkemece, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re'sen dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-