Maliki olduğu 101 ada 198 ve 538 parsel sayılı taşınmazlara davalı şirketin kömür çıkarmak, hafriyat çalışması yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmasının önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine-
Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve fakat davacının son işvereni olduğu anlaşılan şirketin davaya dahil edilmesinin, klasik anlamda "dahili dava" işlemi olmayıp, "hasımda yanılmanın giderilmesi" (HMK. mad. 124) olduğundan, bu davalının gerekçeli karar başlığında davalı yerine "dahili davalı" olarak gösterilmesinin hatalı olduğu ve mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul olarak edildiği- Kendisine dava yöneltilen şirket vekilinin, ilk defa katıldığı duruşmada vekalet sunduğu, talep artırım dilekçesinin de bu duruşmada elden tebliğ edildiği uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu;  kendisine önceden tebligat yapılmamışsa davadan duruşmaya katıldığı celse haberdar olduğunun kabulü ile davaya karşı süresinde yaptığı zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi gerektiği-
HMK mad. 124 uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği-
Dahili dava suretiyle bir kişiye taraf sıfatı verilmesi mümkün olmadığı gibi davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin de uygulama imkanı bulunmadığından, kayıt malikinin mirasçıları açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu usûl kuralına riayet edilmeden yargılama sürdürülerek sonuca gidilmesi isabetli olmadığı gibi davacıya ait parselin iptali yönünde istek olmamasına rağmen söz konusu parselin tapusunun kısmen iptal edilmesinin de doğru olmadığı-
Davanın yanlış tarafa yöneltilmiş olması temsilcide yanılma olarak kabul edildiğinden, öncelikle davacıya süre verilerek dava dilekçesinin doğru tarafa tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesinin gerektiği-
Davacının, davalı Belediye görevlilerinin yasaya aykırı şekilde imar durumu ve inşaat ruhsatı verdiğini, belirtilen idari işlemlerin mevzuata aykırılıklar nedeniyle idare mahkemesi tarafından iptal edildiğini, bu nedenle de imara aykırı hale gelen binanın yıkılmak zorunda kalındığını, binası yıkılan vatandaşın oluşan zararın tazmini için İdare Mahkemesinde açmış olduğu davanın kabulü üzerine de icra takip dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığını belirterek açtığı kurum zararı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin davada, İmar Kanununun ilgili maddelerine aykırı olarak idare adına ihdas etme kararında ve yapı ruhsatında imzaları bulunan görevliler ile anılan parsele imar durumu veren Belediye Başkanı'nın ve diğer davalıların oluşan zarardan sorumlu oldukları belirlenip rücuya esas kusur oranları da belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından Sigorta B. Gözetim Merkezi internet sitesinde sorgulama yaparak ulaştığı sonuca göre davayı açmış ancak sigorta şirketinin yanlış gösterilmiş olması, HMK mad.124/4 uyarınca kabul edilebilir bir hataya dayandığından taraf değişikliğine izin verilmesi gerektiğinin-
Bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı ile kardeşi arasında mülkiyet ihtilafı söz konusu olup uyuşmazlığın hasımlı olarak görülecek bir dava ile çözümleneceği, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davacının kardeşinin davaya dahil edilmesi amacıyla kendisine tebligat yapılarak sonuca gidildiğinin anlaşıldığı, ne var ki, Usul Hukukunda davaya dahil şeklinde bir müessese yer almayıp, bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği, hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davaya konu edilen yayının yer aldığı gazetenin künyesi bölümünde, yayın sahibi, sorumlu yazı işleri müdürünün kim olduğu açık ve net olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan, mahkemece "yayın sahibi" yerine "sorumlu yazı işleri müdürünün" davalı olarak gösterilmesinin makul bir yanılgıya dayandığı gerekçesiyle HMK. mad. 124 uyarınca iradi taraf değişikliğine ilişkin talebin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava konusu haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, edinilen bilgilerin gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilen başlık ile aktarıldığı anlaşıldığından, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı ve davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığının kabulü ile manevi tazminata ilişkin istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri Belediye olup bir kamu kuruluş olduğundan, davalının işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esas olduğundan, kuruma bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerektiği- Mahkemece davalı Belediyeden ve ticaret sicillinden davanın ihbar edildiği Şti.'e ait işyeri dosyaları ve ilgili kayıtlar ile davacının çalışmasının geçtiği kayıtların getirtilmesi, söz konusu çalışmayı bilebilecek durumda olan başta bordrolu çalışanlar ve davalı Belediyede çalışan diğer memurlar başta olmak üzere tanık beyanlarına başvurulması, davalı Belediye nezdindeki ihtilaflı döneme ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslı veya onaylı ve okunaklı örneklerinin getirtilmesi, davalı Belediyenin dava konusu dönemi kapsayan bando takımı hizmetleri ile ilgili ihale evrakları celp edilerek, Belediye ile Şti. arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı ve söz konusu ilişkinin tam olarak hangi tarihte başladığının araştırılması, davacının davalı Belediye ya da anılan şirket veya ... ile arasında yapılan herhangi bir sözleşme veya belgenin olup olmadığı ile davacının hangi tarihler arasında ve hangi işverenler nezdinde çalıştığı, davacının yaptığı iş de dikkate alınarak çalışmanın tam süreli mi yoksa kısmi süreli mi olduğunun belirlenmesi, bu şekilde davacı ve davalılardan Belediye ile Şti. ve .... arasındaki hukuki ilişki kesin olarak tespit edilerek davacının çalışmalarının dava dışı işverenlerden birinde olduğu anlaşılırsa, HMK. mad. 124 dikkate alınarak tespit edilen işverene husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmesi gerektiği-