Yargıtay bozma ilamında “Muhdesatın tespiti davalarında taşınmazın tapusuz olması halinde Hazine ile ilgili Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğinin davada yer almasının zorunlu” olduğunun belirtildiği ve mahkemece 1. celsede bozma ilamına uyulduğu, hal böyle olunca 6360 sayılı Kanun gereğince ilgili kamu tüzel kişiliği olarak davada yer alması gereken ............. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davaya dahil edilmesi gerekeceği, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartı olduğu, taraf teşkilinden sonra Hazine ve ..., ... hakkında olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde HMK’nin 124 maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Tapu sicil Müdürlüğü'nün ........... tarihli yazısından ............ numaralı parselde davalı adına kayıtlı bulunan ............... hissenin davalı ... tarafından ........... tarihinde davalı ...'a satıldığının anlaşıldığı, tapu iptal ve tescil davaları tapu kayıt maliki aleyhine açılacağından dava tarihi itibariyle dava konusu hissenin malikinin ... olduğu ancak Tapu Sicil Müdürlüğünün ........... tarihli yazısından anlaşıldığından davalı olarak tek başına ...'ın gösterilmesinin HMK.'nun 124. maddesi hükmü gereğince kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı, 6100 sayılı HMK'nun 124. maddesi gereğince tarafta iradi değişiklik değerlendirilerek hüküm kurulması gerekeceği-
Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK'nın 49-52 maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği, bu duruma göre dahili dava dilekçesiyle davaya dahil edilen TOKİ Başkanlığı hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ve davada taraf sıfatı taşımadığından, hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dosyadaki tapu kaydına göre aleyhine geçit kurulan 584, 585, 587 parsel sayılı taşınmazların maliklerinin davada taraf olarak yer almadıkları anlaşıldığından, adı geçen tapu kayıt maliklerine davanın yöneltilmesi, dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili tamamladıktan sonra, davaya karşı savunmaları alınarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Geçit bedelinin hükümden önce davacıya depo ettirilmesi ve depo edilen bu bedelin aleyhine geçit tesis edilen taşınmazın maliklerine, karar kesinleştiğinde talep olmaksızın ödenmesine karar verilmesi gerekeceği- Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken tapuya tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi suretiyle yapılan satış sonrası açılan ihalenin feshi davasında, mirasçıların malvarlığı haklarını da etkileyen işbu davada, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte davada yer aldıkları, HMK‘nun 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği ile mirası kabul eden mirasçılara husumetin yöneltilebileceği, mirasın tüm mirasçılar tarafından kayıtsız şartız reddi halinde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin sürecin beklenilmesi, taraf teşkilinin sağlanarak karar verilmesi gerektiği-
Haksız fiilden kaynaklanan ecri misil ve eski hale getirme istemi-
HMK.'nun 124. maddesi gereği taraf değişikliğinin yapılması için, dürüstlük kuralına uygun hareket edilmesi gerekeceği, davaların açılış tarihleri gözönüne alındığında, davalı şirket tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde yer alan ifadelerle, aracın uzun süreli kiralandığının anlaşılmış oluşu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ...... yılında yaptığı taraf değişikliğinin dürüstlük kuralına uygun olduğunu kabul etmek de mümkün olmadığından; hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili davalı konumundaki şirket hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Adi yazılı sözleşmelerin üst kısmında satıcı olarak her ne kadar davalının adı yazılı ise de, sözleşmelerin alt kısmında davalının adının yanında "..." unvanlı şirket kaşesi bulunmakta olup kaşenin üzerinin de imzalandığı, dosyaya getirtilen yapı ruhsatında ve yapı kullanma izin belgesinde yapı müteahhidi olarak "..." yazılı olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre de "..."nin yetkili temsilcisinin davalı olduğu gözetildiğinde, sözleşmelerde yer alan imzanın şirketi temsilen davalı tarafından atıldığı sonucuna ulaşıldığı, buna göre, akdedilen sözleşmelere davalının taraf olmadığı, mahkemece de kabul edildiği üzere davalı sıfatının "..." şirketine ait olduğu, dava dilekçesine bakıldığında; davanın şirket yetkilisi davalıya karşı açıldığı, şirket aleyhine açılmış herhangi bir dava bulunmadığı- Bu durumda mahkemece işin esasına girilmeksizin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, yol çalışmasının davalı Çorlu Belediye Başkanlığının ihalesiyle yapıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu ve bunun yanında davalı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı kaza tarihinden sonra 6360 sayılı Yasa kapsamında kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davanın davalı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden husumetten reddi gerekirken, kaza tarihi belirtilmeden davalı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığına yazılan yazı sonucuna göre davanın davalı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kabulünün doğru olmadığı-
Davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesinin mümkün olması gerekeceği, şu durumda, mahkemece HMK'nın 124. maddesinin şartlarının mevcut olup olmadığı tartışılıp şartların mevcut olması durumunda taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Davaya konu isteğin, malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların mal varlığını etkilediği, ayrıca ölenin mirasçılarının davaya dahil edilmemeleri HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da zedelediğinden, mahkemece, mirası reddetmeyen, mecburi dava arkadaşları olan, davalı ........... mirasçılarının usule uygun şekilde davaya dahil edilmeleri gerekirken, bu kurala uyulmaksızın, diğer bir deyişle usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-