Davalının henüz vesayeti sona ermeden imzaladığı kefalet akdinin geçerliğinden söz edilemeyeceği, olayda da MK. 2. maddesi hükmünün uygulanma olanağının da olmayacağı–
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda % 40 (şimdi; %20) tazminata yabancı para üzerinden değil takip konusu yabancı paranın takip tarihindeki -döviz satış kuruna göre- Türk parası karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekeceği–
Resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olan taşınmaz mal satımına ilişkin sözleşme uyarınca tarafların aldıklarını iade etmekle yükümlü oldukları ancak taraflar arasındaki akdi ilişki geçersiz olsa dahi uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığından zamanaşımı süresinin on yıl olacağı–
BK. 487/I uyarınca alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden önce müteselsil kefil hakkında takipte bulunabileceği– (Not: TBK. mad. 586 gereğince, alacaklının doğrudan müteselsil kefile başvurması için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.)