Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu kararlarının ilam hükmünde olmadığı- Elinde ilam hükmünde bir belge bulunan alacaklının ilamsız icra takibi yapmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı-
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesinin ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkmasının yasal koşullardan olduğu, borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olmasının yeterli olacağı- Kira sözleşmesinin süresi dolmadan erken tahliye nedeniyle, tahliyeden önceki 1,5 aylık ödenmeyen kira ile, tahliyeden sonraki 3,5 aylık boş kalan süre kirası, faturaya dayanan elektrik ve su bedeli ile sözleşmeye göre tahliye halinde davalının sözleşme ile üstlendiği badana bedelinin tahsili için açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilmeyeceği-
İİK.’ dan kaynaklanan itiraz ve şikâyet gibi başvurularda HMK.’ nun 104. maddesinin uygulama olanağının olmayacağı-
Kasko sigortası, bir meblağ sigortası olmayıp, gerçek zararı karşılamaya yönelik bir sigorta türü olduğu dikkate alındığında, tazminatının da önceden bilinebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığından söz edilemez. Bu durum karşısında, İİK.’ nun 67. maddesi hükmündeki koşullar gerçekleşmediğinden, davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken, kabulü kararının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Elektrik tüketim bedelinin tahsili için girişilen icra takibi ve buna vaki itirazın iptali davasında davalı “tüketici” olduğundan, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerekeceği, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa, “görevsizlik kararı” verilmesi yok ise; davaya “tüketici mahkemesi” sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekeceği-
Bankanın fona devrinden önce hâkim ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan kişinin kendisine ait şirketi değerinin üzerinde bankaya riskleriyle satması ve bu suretle kendi gurubuna ait şirketlerin bankaya olan borçlarının hiçbir ödeme yapmadan kapatılması işleminin kötü niyetli ve muvazaalı sayılacağı-
İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; alacaklının, alacağının varlığını Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebileceği, giderek, borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; Mahkemenin, somut olayda olduğu gibi, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olup olmadığına dair bir karar vermesi gerekeceği-
Davalının şirket ortağı olduğu dönemde verdiği borç nedeniyle davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürerek, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine ilişkin yapılan itirazın iptaline ilişkin davada; şirkete ailt mevduat hesapları, şirket kayıtları, alacağın gerçekliği araştırılarak karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, bu davanın davalısı sigorta ettiren hakkında düzenlenen alkolmetre cihazı ile yapılan alkol test raporu ile alkollü araç kullanıldığı belirlenen davalı aleyhine başlatılan takip, kötüniyetli bir takip değildir. Zira sigortacının bu rapora dayanarak ve alkolün olaya etkili olduğunu iddia ederek başlattığı takip, var olduğu düşünülen hakkın kullanılması olup, yargılama sonunda takibin haksızlığı belirlenmiş ise de, böyle bir takibin kötü niyete dayanmadığının kabulü gerekir. Bu durumda kötü niyet tazminatı isteminin, koşulları oluşmadığından reddi gerekirken, icra inkâr tazminatı koşulları ile karıştırılarak, yazılı gerekçe aksine hüküm tesisinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
BK.'nun 404 /son (şimdi TBK 520/III)dosya içindee maddesinin buyurucu nitelikte bulunduğu, tellallık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik ve sıhhat koşulu olduğu, dosya içinde bulunan sözleşme örneğinin gayrimenkul akdi olarak nitelendirilemeyeceği-