İİK. 264/II'deki 7 günlük sürenin "borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren" işlemeye başlayacağı, alacaklının, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka bir şekilde öğrenmiş olsa bile, 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
İcra takibinde yetkiye ve borca itiraz edildiğinde itirazın iptali davası açılması hali yapılan itirazın yersizliğini amaçlar. Bu bakımdan mahkemece İİK.’ nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenir. İcra dairesi yetkili ise işin esası incelenir. Takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılırsa, borcun esasına yönelik itiraz incelenmeden takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle dava reddedilir. Anılan yön gözetilmeksizin yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Tapuya kayıtlı gayrimenkulün satış vaadinin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılması gerekir. Somut olayda gayrimenkul satış vaadi adi şekilde yapıldığından geçersiz olup varsa herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Geçersiz olan sözleşmeye bağlı cezai şartta geçersiz hale gelir. Bu durumda davacı, davaya konu bono karşılığında davalıya bir ödemesi varsa bunu geriye talep edebilir. Mahkemece bu yön üzerinde durulup davacıya bu konudaki delilleri ibraz olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. Çünkü icra dairesinin yetkisine yapılan incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir-
İtirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. Çünkü icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkemenin “kendisinin de yetkili olup olmayacağını” belirleyeceği-
İİK.’nun 67/III. maddesi; “itiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. İtiraz eden mirasçılar kötü niyetleri ispat edilemediğinden, mahkemece %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmolunmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “dava konusu alacağın faiz alacağı olduğu ve çekten kaynaklandığı, bu nedenle 6 aylık zamanaşımı süresi içinde talep edilmediğinden artık istenemeyeceği” gerekçesiyle “davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Borçlu, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Davada ise süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur. Bu durumda, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 50/I maddesine göre “para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde” yetkili icra dairesinin HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı-
Takibe konu belgede lehtarın adı düzeltilmiş olup, bu düzeltmenin keşidecinin onayı ile yapıldığı kanıtlanamadığından kambiyo senedi olarak kabul edilemez ise de, davalı imzasını inkâr etmediğinden bu belge yazılı delil başlangıcıdır. Ayrıca İ.K.’ nın bu belgedeki alacağını davacıya temlik ettiği de gözetilerek, temel ilişki ve lehtarın(alacaklının) kim olduğunu tespit bakımından tanık dâhil tüm deliller toplanarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-