Dava sonlandırıldığında; kabul ve ret miktarlarına göre, kendilerini vekille temsil eden davalı ve davacı yan yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu çekler zaman aşımına uğradığından, bu çeklerin yazılı delil başlangıcı oldukları gözetilerek, davacıya temel ilişkiden kaynaklanan alacağını ispat etmesi için tanık dâhil tüm delillerini ibraz olanağı sağlanarak, oluşan duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava kaçak elektrik kullanımı üzerine girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmişse de; ilamsız icra takibine konu kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tazminat tutarı, davacı kurum tarafından düzenlenen Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde yazılı usullere göre belirlenmiş olup bu hesaplama şeklinde aboneler için uygulanan yöntemden farklı ve cezalı bir hesaplama tarzı benimsenmiştir. Bu tarz yöntemiyle hesaplanan kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan elektrik bedeli yanında, 6183 sayıl Yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı hesabı yapılarak bunun da tazminat miktarına ve bu yolla KDV matrahına dâhil edilmiş olması doğru değildir. Öte yandan uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklandığından asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp, taraflar tacir olduğundan, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu-
Davalı borçlunun temyiz aşamasında borcunu kabul etmesi karşısında, bu yönde bir karar verilmek için hükmün bozulması gerektiği-
Her dava açıldığı tarihteki koşullar ve şartlar dikkate alınarak sonuçlandırılır. Davacının takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu ve bu alacağın yargılama sırasında ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece konusuz kalan davada takipteki haklılık durumuna göre taraflar yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “davacının boşaltmayı öğrendiği tarihten itibaren ne kadar sürede aynı şartlarda yeni bir kiracı bulabileceği” araştırılmadan karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Alacak kira bedeli olup, likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen miktar üzerinden davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birisini oluşturduğu uyuşmazlıklarda, tüketici mahkemelerinin görevli olacağı-
Dava konusu bononun zamanaşımına uğradığı anlaşılmakta ise de, davacı bononun lehtarı, davalılar ise keşidecinin mirasçıları olduğundan, davacı ile davalıların murisi arasında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının dava konusu bonoya yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması mümkündür. HUMK.’ nun 76. maddesi uyarınca olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi hâkime aittir. Mahkemece bu yönlerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-