BK. 53. maddesine (şimdi; TBK. mad. 74) göre her ne kadar ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de tesbit edilen maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı, hal böyle olunca mahkemece davacı şirket yetkilileri hakkında açılan ceza davasının sonucunun beklenerek hasıl olacak duruma göre hüküm kurulması gerekeceği-
Kabul edilmeyen veresiye fişlerine konu akaryakıtın davalıya teslim edildiğini ispat külfeti davacı taraftadır. Anılan veresiye fişlerinde imza bulunduğuna göre, bu imzaların davalı ya da çalışanına ait olup olmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılmalı, davalının sunduğu faturaların kapalı fatura olduğu ve kapalı faturanın ödemeye karine teşkil ettiği ve anılan faturaların dava konusu alacakla ilgili bulunmadığı başka bir alacağa ilişkin olduğu yolundaki iddianın davacı tarafça ispatlanması gerektiği hususları gözetilerek, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, mahkemece bu yönler üzerinde durulup araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, takipten önce davalının temerrüde düştüğü kanıtlanamadığı halde, işlemiş faize hükmedilmesi ve takip tarihindeki yasal faiz oranı araştırılmadan ve dayanağı gösterilmeden %42 faize hükmedilmesinin de hükmün bozulmasını gerektireceği-
Dava konusu alacağın faturaya dayalı olup, likit, bir başka deyişle “hesap edilebilir, belirlenebilir” olduğu gözetilerek, İİK.’ nun 67/2. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçeyle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş olmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Takibe sadece icra dairesinin yetkisi yönünden itiraz edilmesi halinde yetki itirazının icra mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Davalının borcu kabul etmesi durumunda “konusuz kalan dava hakkında karar oluşturulmasına yer olmadığı” şeklinde karar alınırken, inkâr tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davalının itirazı süresinde olmadığından, hakkındaki takip kesinleşmiştir. Bu nedenle itirazın iptali davasının koşulları oluşmadığından, davanın bu nedenle reddi gerekeceği-
Davalı ticari şirket olup, telefonu bu amaçla kullandığından, telefon abonelik borcundan dolayı açılan takibe itirazın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
İcra takibine konu edilen alacağın niteliği ve miktarı hakkında taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğundan alacak likit sayılmaz. Böylece gerçek alacak miktarı ancak yargılama sonucu belirlenebileceğinden İİK.’ nun 67. maddesinde öngörülen icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davalı, “davacı yanca düzenlenen faturalardaki malların teslim edilmediğini” savunmuştur. Bu durumda “bu malların teslim edildiğini” savunan davacının buna ilişkin delilleri sunması sağlanıp oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamsız icra takibine konu kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tazminat miktarı, davacı Kurum tarafından düzenlenen Kaçak Elektrik Tarifesinde yazılı usullere göre belirlenmiş olup, bu hesaplama şeklinde aboneler için uygulanan yöntemden farklı ve cezalı bir hesaplama tarzı benimsenmiştir. Bu hali ile zararın miktarı başlangıçta belirli olmayıp, çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, İİK.’nun 67/2. maddesinde belirlenen icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmayacağı-