HUMK’ nun 193/3. (HMK.’nun 20/1.) maddesi uyarınca hak düşürücü süre, görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, niteliği itibarı ile bilinebilir olduğundan, davacı banka lehine inkâr tazminatına hükmetmek gerekeceği-
Görevli mahkemeye başvurma süresi olan 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte bir süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, sözü edilen 10 günlük başvuru süresi içinde görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvurarak, karşı tarafa yapılacak tebligat giderinin ve varsa dosya gönderme masrafının ödenmesinin gerekli ve yeterli olduğu, bu şekilde, 10 gün içinde başvurulması üzerine görevli mahkemede görülmeye başlanan dava, yeni bir dava olmayıp görevsiz mahkemede açılmış olan davanın devamı olduğundan, görevli mahkemede yeni bir harç alınmayacağı-
Mahkemece, davacıya alacağının niteliğini açıklattırılmasından sonra bilirkişi incelemesi yaptırtarak, dava konusu alacağın tahsili konusundan yönetimce alınmış bir karar varsa bu karara göre, eğer böyle bir karar yok ise vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalının hissesine düşen kısım saptanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Faturadan kaynaklanan alacağın likit nitelikte olduğu gözetilmeden, davacının inkar tazminatı talebinin reddedilemeyeceği-
Avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekeceği-
Tapu devrini veren satıcının satış bedeli olarak kararlaştırılan ödemeleri de talebe hakkı olduğu, taraflar arasında yapılan protokoldeki satış bedelinin ödendiğine ilişkin alıcının tüm delillerini göstermesi için süre verilip itirazın iptali davası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ikrazatçı alacaklının sağladığı haksız kazanç ölçüsünde sözleşmeye müdahale edilerek sözleşmede kararlaştırılan faiz ve gecikme faizinin bankalarca verilen kredi faizleri de gözetilerek makul bir seviyeye indirilmesi suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken sözleşmede kararlaştırılan aylık %20 gecikme faizi uygulanmasına karar vermiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı, dava dilekçesi ile delil listesinde hangi delillere dayandığını açıklamış, bilirkişi raporun ibrazından sonra ise; önceki dilekçesinde belirtmediği halde, bu kez “münhasıran davalı defterine dayandığını” bildirmiştir. Davalı dilekçesinde buna karşı çıkmış ve yerel mahkemenin bu konuda oluşturduğu ara karardan dönülmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, HUMK. nun 185/2 (HMK. 141) maddesinde düzenlenen “iddianın genişletilmesi yasağı” üzerinde durulup tartışılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 68/1 maddesi ‘..alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılmasını istemediği takdirde yeniden ilamsız takip yapamaz.’ Hükmünü içermektedir. Mahkemece bu yasa hükmü gözetilmenden ‘dosya işlemden kaldırılmış olduğundan derdestlik itirazının yerinde olmadığından’ bahisle ‘davanın kabulüne’ karar vermesinin bozmayı gerektireceği-